Alkışlar Işık Kansu için...

Işık Kansu önemli bir parçası olduğu Cumhuriyet'e geri döneceğim demişti. Haklı çıktı ve gazeteye geri döndü. Bu durumda alkışlanmayı da haketti elbet.

"Bu arada Cumhuriyet’in 37 yıllık yazarı Işık Kansu da ara verdiği “Ankara Kulisi” köşesine bugün yeniden başladı.

Dayanışma, Cumhuriyet’te yeni dönemin şiarlarından biri olacak. Bütün enerjimizi, bu gazetenin daha iyi olmasına, daha geniş kitlelere ulaşmasına harcayacağız."

Gazetenin yeni genel yayın yönetmeni Can Dündar yazdı bu satırları bugün köşesinde.

Ne olmuştu da Işık Kansu yazılarına "ara" vermişti peki?

"PERDE GERİSİNDE KÖTÜ NİYETLER VAR"

12 kişinin yaşamını yitirdiği Charlie Hebdo'ya yönelik katliam sonrası derginin son sayısında 4 sayfalık bir seçkinin Cumhuriyet'te yayınlanması yazarlar arasında gerilime yol açmıştı. 

Gazetenin başyazarlarından İlhan Selçuk'un yaşama gözlerini yumduktan sonra isteği üzerine; Tanrı'yı bilen, Hazreti Muhammet'i peygamber sayan, Hazreti Ali'yi seven Anadolu ermişi Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin türbesinin yamacındaki bir tepede toprağa verildiğine dikkat çeken Işık Kansu, 17 Ocak günü "Okurlarımdan, yazılarıma bir süre ara vermek için de izin istiyorum" yazmıştı.

"Her büyük terör eyleminin ardında kirli tezgâhlar yattığını çalışmaları, kitapları ve yazıları ile kanıtlamaya çalışmış bir gazeteci olarak, gazetemiz Cumhuriyet'in çeşitli bahanelerle hedef haline getirilmesinin ya da gösterilmesinin ve adeta kuşatılmasının, boğazlanmak istenmesinin perde gerisinde mutlaka kötü niyetler olduğu kanısındayım."

AKIN ATALAY ARADI VE...

2 Şubat günü ise Kansu'nun yazılarının artık yayımlanmayacağı açıklandı. Cumhuriyet'in fiilen sahibi olan Vakıf Yönetimi'nce görevlendirilen  icra kurulu başkanı Akın Atalay 2 gün üst üste yazısını gönderen ancak gazetede yayımlanmayan Işık Kansu'yu arayarak sözlü olarak yazılarına son verildiğini açıkladı.

CUMHURİYET'E GERİ DÖNECEĞİM

Işık Kansu, Radyo Sputnik'te, Atilla Güner'in sorularına verdiği yanıtta "Beni Cumhuriyet'ten hiç kimse koparamaz, geri döneceğim ve yazı yazmaya devam edeceğim, bu konuda kararlıyım. Bu hukuki yollardan çok, okur desteğiyle olabilir. Çok arayan, destek mesajı gönderen var." dedi ve şöyle devam etti:

"Benim bildiğim kadarıyla daha sonra görevden alınacak olan Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer de böyle bir yayına karşı olduğunu bildirmişti. (...) Akın Atalay 17 Ocak'ta yazdığım yazıda ''gazete yönetimini kötü niyetle suçladığımı ileri sürüyor''. Ancak yazımda o anlama gelecek şey şöyle olabilir, ''gocunacak kişi" olabilir.''

CUMHURİYET'E GERİ DÖNDÜ

37 yıl boyunca Cumhuriyet'te görev yapan Işık Kansu, Utku Çakırözer'in görevden alınması ve Can Dündar'ın genel yayın yönetmeni olması sonrasında tıpkı söylediği gibi gazeteye geri dönmeyi başardı.

Bugün yeniden yazdı köşesinde ve şöyle seslendi okurlarına:

Yüreğimiz iki Cumhuriyet için atıyor. Biri, Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası bir bağımsızlık ateşi gibi tüm dünyaya ışık saçan Türk devrimi ile kurulan Cumhuriyet. Diğeri o Cumhuriyetin ilkelerini kuşaklar boyu sürdürmek için kurulmuş Cumhuriyet gazetesi.
Bir yanda Cumhuriyetin eşit, kardeş, özgür yurttaşları; diğer yanda Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan okurları...
Yine hep birlikteyiz... Cumhuriyet için...

CUMHURİYET'TE NELER OLUYOR?

Doğrusu ya Türkiye Cumhuriyeti'nden bir yaş küçük olan Cumhuriyet gazetesinde neler olduğunu anlamak, anlamlandırmak her zaman kolay değil. Işık Kansu elbette gazetenin önemli bir parçasıydı. Haklı çıktı ve gazeteye geri döndü. Bu durumda alkışlanmayı da haketti elbet.

Kimsenin kovulması, işsiz kalması için değil bu yazdığımız lakin "kimse gazeteden daha büyük değildir... Kurumlar kişilerden daha kalıcıdır" demedikçe Can Dündar'ın gazetedeyi yönetirken çok zorlanacağı da ortada...

Bakalım yarın öbürgün gazeteye kafa tutan bir başka yazar olursa nasıl bir tavır sergilenecek?