ALKIŞLAR; İbrahim Karagül için çünkü...
Bugün, geçmişte yaşadığı arkadan bıçaklanma sahnelerini hatırlamak istemeyen ama unutmak ihtimaliniyse
Az sonra okuyacaklarınızı, Yeni Şafak yazarı
İbrahim Karagül'ün
"Edelman benim de kellemi
istemişti" başlığıyla yayımlanan bugünkü makalesinden
alıntıladık...
Buyurun:
"Kendi gazetemizde aleyhimize yazılar yayınlanıyordu. Edelman'la görüşenler soluğu gazetede alıyor, bizzat bana sert tepkiler gösteriyordu. Biz, gazeteyi iki paralık etmiştik, ABD ile ilişkileri bozmak gibi çok büyük bir günah işlemiştik. Gazete yönetimi ve sahipleri değil yazarları bu baskıyı yapıyordu. ....
....... Edelman, bazı gazetecilere talimatlar yağdırıyor o gazeteciler de aynı öfkeyi bize yöneltiyordu.....
....... Yıllar sonra, o günlerde bizi haşlayanlardan birinin, Edelman'la ilgili bir yazıda, o haberi ilk bizim gazete verdi diye övünmesi ne ibretlik bir durumdu.....
...... o günlerde ABD'nin yüklü miktarda para dağıttığı tartışılıyordu. Umarız bir sonraki Wikileaks belgelerinde bu isimler de sızar. Daha bitmedi. Asıl şok edici gerçeği o zaman göreceğiz.. Bizim kellelerimiz hâlâ yerinde duruyor. Başımız öne eğilmedi, eğilmeyecek de..."
Peki kim istiyordu Karagül'ün kellesini?..
Söyleyelim:
Bugün WikiLeaks sızıntılarında, Ak Parti Hükümeti ve Başbakan aleyhinde çıkarılan dedikoduların altında "ABD Ankara Büyükelçisi" olarak imzası bulunan Edelman'a öfkelenip hakarete varan ifadelerle eski büyükelçiyi aşağılayanlar var ya...
Hem de İbrahim Karagül'ün gazetesinde...
Hem de çok etkili olan yazarlar...
İşte onlar?..
Çünkü ABD Ankara Büyükelçisi Edelman, ünlü yönetmen Sam Peckinpah gibi "bana Karagül'ün kellesini getirin" diye emir buyuruyordu:
Ve...
Karagül'ün kellesini isteyenlerden biri: "patron bu adamı kovmazsan, ABD ile ilişkilerimiz bozulacak" diye ağlanan...
Ve hem de...
1 Mart Tezkeresinin çıkarılmaması için ciddi efor sarfedenlerden biriydi meselâ...
O gün arkadaşı Karagül'ü hiç Koru'mamıştı...
Ama bugün, Edelman düşmanı(!) görünüyor...
Karagül'ün hâmisi...
Ve Karagül'ün başını yemeye ramak kalan ABD barbarlığı haberinin "övünücübaşısı"...
İşte o "övünücübaşı" ve benzerleri o günlerde meğer sıkı bir "Edelman dostu"ymuşlar...
Edelman'ın yağdırdığı talimatlarla İbrahim Karagül'ün kellesini istiyorlarmış...
Türkiye'mizin ABD ile arasının bozulacağından ödleri kopuyormuş...
Ve gelelim sadede...
Bugün, geçmişte yaşadığı arkadan bıçaklanma sahnelerini hatırlamak istemeyen ama unutmak ihtimaliniyse düşünmekten bile çekinen İbrahim Karagül'e...
"Bizim kellelerimiz hâlâ yerinde duruyor. Başımız öne eğilmedi, eğilmeyecek de..." diyor...
Önünde başı eğik gezmesi gerektiği halde pişkin pişkin o günkü haberiyle övünen mesai arkadaşlarının yüzsüzlüklerinden tiksiniyor mu acaba?..
Hâsılı...
ALKIŞLAR; başı öne eğilmeyen, eğmeyeceğine and için İbrahim Karagül için...
Buyurun:
"Kendi gazetemizde aleyhimize yazılar yayınlanıyordu. Edelman'la görüşenler soluğu gazetede alıyor, bizzat bana sert tepkiler gösteriyordu. Biz, gazeteyi iki paralık etmiştik, ABD ile ilişkileri bozmak gibi çok büyük bir günah işlemiştik. Gazete yönetimi ve sahipleri değil yazarları bu baskıyı yapıyordu. ....
....... Edelman, bazı gazetecilere talimatlar yağdırıyor o gazeteciler de aynı öfkeyi bize yöneltiyordu.....
....... Yıllar sonra, o günlerde bizi haşlayanlardan birinin, Edelman'la ilgili bir yazıda, o haberi ilk bizim gazete verdi diye övünmesi ne ibretlik bir durumdu.....
...... o günlerde ABD'nin yüklü miktarda para dağıttığı tartışılıyordu. Umarız bir sonraki Wikileaks belgelerinde bu isimler de sızar. Daha bitmedi. Asıl şok edici gerçeği o zaman göreceğiz.. Bizim kellelerimiz hâlâ yerinde duruyor. Başımız öne eğilmedi, eğilmeyecek de..."
Peki kim istiyordu Karagül'ün kellesini?..
Söyleyelim:
Bugün WikiLeaks sızıntılarında, Ak Parti Hükümeti ve Başbakan aleyhinde çıkarılan dedikoduların altında "ABD Ankara Büyükelçisi" olarak imzası bulunan Edelman'a öfkelenip hakarete varan ifadelerle eski büyükelçiyi aşağılayanlar var ya...
Hem de İbrahim Karagül'ün gazetesinde...
Hem de çok etkili olan yazarlar...
İşte onlar?..
Çünkü ABD Ankara Büyükelçisi Edelman, ünlü yönetmen Sam Peckinpah gibi "bana Karagül'ün kellesini getirin" diye emir buyuruyordu:
Ve...
Karagül'ün kellesini isteyenlerden biri: "patron bu adamı kovmazsan, ABD ile ilişkilerimiz bozulacak" diye ağlanan...
Ve hem de...
1 Mart Tezkeresinin çıkarılmaması için ciddi efor sarfedenlerden biriydi meselâ...
O gün arkadaşı Karagül'ü hiç Koru'mamıştı...
Ama bugün, Edelman düşmanı(!) görünüyor...
Karagül'ün hâmisi...
Ve Karagül'ün başını yemeye ramak kalan ABD barbarlığı haberinin "övünücübaşısı"...
İşte o "övünücübaşı" ve benzerleri o günlerde meğer sıkı bir "Edelman dostu"ymuşlar...
Edelman'ın yağdırdığı talimatlarla İbrahim Karagül'ün kellesini istiyorlarmış...
Türkiye'mizin ABD ile arasının bozulacağından ödleri kopuyormuş...
Ve gelelim sadede...
Bugün, geçmişte yaşadığı arkadan bıçaklanma sahnelerini hatırlamak istemeyen ama unutmak ihtimaliniyse düşünmekten bile çekinen İbrahim Karagül'e...
"Bizim kellelerimiz hâlâ yerinde duruyor. Başımız öne eğilmedi, eğilmeyecek de..." diyor...
Önünde başı eğik gezmesi gerektiği halde pişkin pişkin o günkü haberiyle övünen mesai arkadaşlarının yüzsüzlüklerinden tiksiniyor mu acaba?..
Hâsılı...
ALKIŞLAR; başı öne eğilmeyen, eğmeyeceğine and için İbrahim Karagül için...