Alkışlar Hıncal Uluç için
“Cezaların asıl sebebinin, bedel ödetmek değil, suçun işlenmesine engel olmak" olduğunu hatırlatan Hıncal Uluç alkışı hak ediyor..
Hıncal Uluç’u eleştiriyor muyum?..
Eleştiriyorum…
Ama…
Mesleki bilgisini ve deneyimlerini
değil…
Zaman zaman dostlarına yönelttiği eleştiri sınırlarını aşan hakaretlerini, kabalaşan üslûbunu, kullandığı acımasız ve kırıcı dili eleştiriyorum…
Eğer Usta (Bu sıfatı kullanırken tabii ki samimiyim.) mesleki bilgilerini ve deneyimlerini paylaşıyorsa okurlarıyla; ya alkışlarım ya günün kazananı ya da günün yazarı seçerim.
*
Bugün alkışlayacağım Usta’yı…
Sadece dilimde tüy biten konuyu yazdığı için değil…
Bu defa üslûp olarak da hiç kimseyi kırmadığı için…
*
Ve bir de Hıncal Usta…
Meslektaşlarımızın her kusur, hata ve yanlış için de “onun suçu” diye başlayarak masum bir hatayı bile “suç” olarak tanımlamaları..
Ben bunu kardeşlerime (Hatta yaşıtlarıma da.) bir türlü anlatamadım.
Sen anlatırsan belki anlarlar.
*
Ve Usta…
Ben meslektaşlarıma adaletin, nefret ve merhametle bir arada olamayacağını da anlatamadım…
Sen anlatırsan belki onu da anlarlar…
*
Ve Usta…
Senin de bugünkü yazında dikkat çektiğin gibi, “Cezaların asıl sebebinin, bedel ödetmek değil, suçun işlenmesine engel olmak" olduğunu da anlatamadım…
*
Ve Usta!..
Ben meslektaşlarıma yargılamanın bir diğer amacının ise (bir bakıma) “mağdur adına devletin intikam alması” olduğunu…
Böylece mağdurun ya da yakınlarının, sevenlerinin intikam alma arzularını yok etmek olduğunu anlatamadım.
*
Tebrikler Usta…
Alkışlarım senin için…