Alkışlar Hilal Kaplan için
Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, TİKA için yaptığı o güzel benzetmeyle alkışı hakediyor...
Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener TİKA'yı
kapatacağını söyledi meydanlarda.
TİKA gibi Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı olan ve çok başarılı
işlere imza atan bir kurumu neden kapatmak ister Meral Hanım
doğrusu merak konusu.
Bakın, Hilal Kaplan'ın bugünkü yazısından sadece ama sadece
iki örnek paylaşacağım ki bunlar bile başlı başlına TİKA'nın
misyonunu anlatmaya yeter:
60 ülkedeki 62 ofisi ve hayata geçirdiği yaklaşık 25 bin
projesiyle TİKA, albayrağın sınır ötesindeki en
görkemli temsilcisidir.
1-II. Göktürk Kağanlığı döneminden kalma Orhun Yazıtları, Türklerin
bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından
yazılmış anıtlardır. Hem Türk hem dünya
tarihinin önemli bir parçası olan bu abideler, TİKA
tarafındankorumaya alınmıştır. Ünlü Orhun Yolu
düzenlemesi de yine TİKA
tarafındangerçekleştirilmiş ve Orhun Müzesi
inşa edilmiştir.
2- Hoca Yesevî'nin Kazakistan'da bulunan türbesini
restore edip günümüze kazandıran da TİKA'dır.
Hilal Kaplan bugün yazısında başka
örnekler de vermiş.
Ama benim Hilal Kaplan'ı alkışlama
sebebim bize somut örneklerle TİKA'nın önemini hatırlatması değil,
TİKA için yaptığı şu enfes benzetmedir:
"Bizim 'gurbetimiz' sandığımız diyarları
'kurbet'imiz yapan müessesedir TİKA.
Ezcümle, Türkiye'nin 'Uç Beyi'dir, günümüz
Alperenleri'dir TİKA."