ALKIŞLAR; Hadi Özışık için...

Gerçek dostlar "iyi günlerde" pek fazla ortada görünmeyen ama "zor günlerde" ise her zaman varlığını hissettirendir...

Bugün bizim patronu alkışlayacağız...
Aslında yazısına "link"  verip "okuyun" diyebilirdik de...
Ama hayır...
"En etkili" bölümü bir kez de biz yayımlayıp bir kaç da lâf edeceğiz...
Hadi Özışık, gazeteciler.com'da başlığı altında yayımlanan makalesinin bir yerinde bakın ne diyor:

Aslında zaman zaman yaşadığımız güç kaybı, biz gazetecilere ders olması gerekiyor. İşimizden olmadan önce, "küçük dağları biz yarattık" havası neredeyse bütün meslektaşlarımızın ruhuna işleyen bir hastalık. Ne zaman ki, o gücümüzden mahrum bırakılıyoruz, ayaklarımız yere basıyor, nerede olduğumuzu fark edebiliyoruz. 
3 yıllık işsizlik süreci, bana bunu öğretti!
Aradığın kişilere hiçbir zaman ulaşılamıyor artık!
Ulaştığın bazı kişilerse, bir şey isteyecekmişsin hissiyle, en son söylemesi gereken sözünü en başta söylüyor. 
Senin güçlü gördüğün, kudret sahibi olarak bildiğin, bir telefonla senin her derdine derman olabileceğini sandığın kişiler, artık senin ulaşabileceğin kişiler değil. Acı olan, daha önce bir telefon kadar sana yakın olan kişilerin asistanları bile senin telefonuna çıkmıyor. 
İşte o an yere çakıldığın andır!
Her meslek erbabı bu acı gerçekle karşılaşır ama bizim meslekte, güçlüyken güçsüzleştirilmen daha bir acı oluyor doğruyu söylemek gerekirse.


Evet efendim;
Aynen Özışık'ın yazdığı gibi oluyor...
Böyle durumlarda ancak çok az kişi Hadi Özışık'ın yaptığını yapabiliyor, o asaleti gösterebiliyor...
İstanbul'dan kalkıyor ve Diyarbakır'a gidiyor...
Neden?..
Çünkü "gerçek dostluk" onu gerektiriyor...
Gerçek dostlar "iyi günlerde" pek fazla ortada görünmeyen ama "zor günlerde" ise her zaman varlığını hissettirendir...
ALKIŞLAR; değişen zamanın insan ruhunu pespayeleştirdiği bir süreçte "asil duyguların, dostluğun  ve arkadaşlığın" halen var olduğunu kanıtlayan Hadi Özışık için...