ALKIŞLAR; Emre Belözoğlu için çünkü...
Topu eline alıp beyaz noktanın üstüne koyuyor...Kulaklarını bütün edepsizlilere, aesızlara, yüzsüzlere tıkamış...
Bunlar "seyirci" de olamazlar
"Milli Futbol takımı Taraftarlığı" da
yakışmaz bunlara...
Genç adam çıkmış bütün iyi niyetiyle ve
"mükemmel" oynuyor...
İşte o "arsızlar" tribünlerde ağızağıza
vermiş, sarımsak kokulu nefesleriyle
"Emre"ye hakaret ediyorlar...
Hem de daha henüz maçın başları...
Ve 8. dakikada Emre
rakip takımın onsekizine bir sülün estetiğiyle giriyor...
Düşürülüyor...
Hakem beyaz kireçle işaretlenmiş noktayı gösteriyor...
Aynı arsızların Emre layhine yaptıkları
hakaretler bütün iğrençliğiyle
sürüyor...
Ve Emre ne yapıyor buna karşılık...
Küsüp onsekiz çizgisi dışına çıkıp bekliyor mu?..
Hayır...
Topu eline alıp beyaz noktanın üstüne
koyuyor...
Kulaklarını bütün edepsizlilere, arsızlara, yüzsüzlere
tıkıyor...
Topa doğru geliyor...
Sol ayağının içiyle yumuşacık ama düzgün bir
vuruş yapıyor...
Top bir köşeye kaleci başka köşeye...
Ve yine o edepsizleri değil, tribünleri dolduran temiz
ahlâklı seyircileri kaale alarak mili formayı
öpüyor...
"Sağlam kişilik" mi istiyorsunuz?..
Buyurun işte Emre Belözoğlu...
Bir yanda üç - beş çapulcuya "pabuç bırakmayan"
Emre...
Diğer yanda o pisliklerden korkup kaçan
Arda...
Ve...
O pisliklerden korkup kaçan Arda hem
dik duran ve hem de diklenen Emre abisine
"destek"(!) veriyor kendi korkaklığını
unutarak...
Bravo Emre!..
Türk futbolunun "gerzekzim" temsilcisi
amigolarına ders verebilecek kalitede ve karizmada futbolculara
olan ihtiyacı dünkünden daha çok...
Ayrıca tam da giderayak; sakatlanma korkusuyla sahada sahada sadece
gezinip duran Arda'ya da dere
verdin...
Evet...
ALKIŞLAR; sağlam duruş gösteren
kişiliğiyle Emre Belözoğlu
için...