ALKIŞLAR; Can Ataklı için çünkü...
Günler sonra, belki de hiçbir meslektaşının görmeyeceği, yazmaya cesaret edemeyeceği "Nail Keçili 10 yıl sonra beraat etti" haberi
Türk gazetecisi, yazarı birilerini sadece
"Suçlar"...
Çünkü Türk gazetecisi veya yazarı için asıl olan
"Suçlamaktır"...
Sonra unutur o haberini...
Suçladığı, onurunu kırdığı, gururuyla oynadığı, cümle aleme
"dolandırıcı, hırsız, soyguncu, hortumcu,
tecavüzcü" diye tanıttığı kişinin yargılandığı duruşmaları
ve sonucunu asla takip etmez...
Aradan yıllar geçer ve bizim yazar ya da gazetecimizin
"yaftaladığı" kişi veya kurum
"beraat" eder...
Gelin görün ki kamuoyu; o gazetecinin veya yazarın kaleminden
çıkmış ne bir "beraat" haberi okur, ne de bir
"özür"...
Şu anda Türkiye, medya tarafından ruhları,
onurları, haysiyetleri lime lime edilmiş işadamları ve
siyasetçilerle doludur...
Nice günahsız işadamı, siyasetçi, asker kurularla (suçlu olma
ihtimali yüksek kişilerle) aynı fırına atılıp yakılmıştır...
Bunlardan biri CEN Ajans'ın sahibi Nail
Keçili'dir...
Bir zamanlar önünde herkesin ellerini göbeğinin üstünde bağlayıp
karşısında "emret abiciğim" pozunda beklediği
büyük reklâm üstadı Nail Keçili...
Hukukun ayaklar altına alındığı...
Kişisel kin ve nefret duygularıyla bezenmiş siyasi kararlarla kimi
banka sahiplerinin bankalarına el konulduğu...
O banka sahiplerine "selâm" verenlerin bile
hapedildiği bir sürecin mağdurlarından sadece birisidir
Nail Keçili...
Ve...
VATAN'da Can Ataklı, günler
sonra, belki de hiçbir meslektaşının görmeyeceği, yazmaya cesaret
edemeyeceği haberi ve yorumuyla döndü köşesine...
ALKIŞLAR; gazeteciliğin sadece "çamur
üretim merkezi" olmadığını, hadlerini bilmeyenlere
hadlerini bildirmenin "farz" olduğu kadar, hakları
verilmesi gerekenlere de haklarının verildiği bir meslek olduğunu
bir kez daha gösteren Can Ataklı için...