ALKIŞLAR; Ahmet Selim için çünkü

"Hayat öyle 'suç değilse yaparım ben arkadaş' demekle yürümez."

Ahmet Selim, ZAMAN'da başlığı altında yayımlanan makalesine "Düşünce özgürlüğünün en ileri şekli, şiddet içermedikçe her türlü düşüncenin ifade edilebilmesi şeklinde savunuluyor" diyerek başlıyor.
Yani daha yazının en başında "alkış"ı hak ediyor...
Yine de peşin alkışlamak yerine sonuna karar okumak gerekir diye düşünüp makaleyi su içer gibi okuduk...
Nefis...
Yazının başıyla sonu büyük uyum içinde...
Zira aynı makalenin ilerleyen satırlarında şöyle bir tespit daha var:
"Hayat öyle 'suç değilse yaparım ben arkadaş' demekle yürümez."
Sanki başta kendi gazetesinin yazı işleri olmak üzere bütün yazı işlerine "DERS" veriyor...
O yazı işleri ki haberlerine attıkları başlığın sadece "suç" oluşturup oluşturmayacağına bakıyorlar...
Ahlâka aykırı mı?..
İnsan onurunu incitiyor mu?..
Kişiyi küçük düşüren önyargılı bir manşet mi?..
Bunlar hiç düşünülmüyor...
Bütün bunların yanında sağlıklı nefes almamızı sağlayanlardan biri olan Ahmet Selim'in bir de şu paragrafını okuyun lütfen:

Bana hiçbir düşünce adamı antipatik gelmez. (Ekseriyetle gelmez) Çünkü o doğruluğuna inandığı bir şeyi, başkalarını da yararlandırsın diye yazıyor. Hileyle, öfkeyle, istismar kastıyla yazmıyor. Ama bazı medyatik yorumlar öyle değil. Adam bir kapris ve kompleks kumkuması; hakikat arayıcılığı ile zerre kadar ilgisi yok. Çarpıtıyor, yamultuyor, istismar ediyor, öfkelerini nefretlerini tatmine çalışıyor, istediğini küçültüp büyütüyor, sevgisizlik saygısızlık üzerinden akıyor. Tepeden tırnağa antipatik. Nadiren doğruyu da yazsa okumam, doğru yerden alıp oradan okurum. Çünkü o mutlaka yazdığı doğrunun da bir taraflarına dokunur. Hakikat sevgisi ve saygısı yoksa bunlar olur.

Ne dersiniz?..
Ahmet Selim'i alkışarsak siz de bize katılmaz mısınız?..
O halde alkışlıyoruz!..