Ali Karahasanoğlu
Ayıp üstüne ayıp işliyor, günah üstüne günaha giriyorsun…Aslında elbette yaptığın şeylerin hepsi “suç” da…
Ey Ali Karahasanoğlu!..
Ben de tutup şu köşede sana, senin üslûbunla hitap edebilirim…
Hem de…
Senin üslûbun, benimkinin yanında “iltifat” gibi kalır…
Ama…
Ben asla “sen” olmam Ali efendi…
Ancak…
Ayıp üstüne ayıp işliyor, günah üstüne günaha giriyorsun…
Aslında elbette yaptığın şeylerin hepsi “suç” da…
Ama…
Modern hukuka inanmıyorsun ki…
İtirazım yok…
Herkesin dilediği hukuka inanma hakkı var…
Ama…
Modern hukuka da uyma mecburiyeti var…
Zannetme ki yargıdaki egemenliğin/iz çok uzun sürecek…
İmkânsız…
Mümkün değil…
Ama…
Yargıya egemensin/iz…
Aleyhinde kanuni haklarımı kullanmaya kalksam "dokunulmazlığın var" diye; susacak değilim…
Çünkü Ali efendi…
Bizler…
Yani…
İnternet gazeteciliği yapanlar…
Yani…
Ekmeğini internet gazeteciliğinden çıkaranlar…
Çalıştığımız işi “Kutsal” belledik, “mübarek” olduğuna inandık…
Paramızı da alın terimizle ve en helâlinden kazanıyoruz…
İçinde, ayakkabı kutularının içine istiflenmiş kirli tek kuruş yok…
Ve…
Senin gibi kirli kutuların sahiplerini koruyanlardan da değiliz…
Temiziz…
Tertemiziz hem de…
Sitelerimiz de tertemiz…
Senin “İma” ettiğin gibi buralara, bu mübarek kurumlara “DÜŞMÜŞ” falan da değiliz…
Buraları senin ima ettiğin gibi ne bir “kerhane”…
Ne de bir ” batakhane”…
Alın teri döküyoruz efendi…
Vergimizi ödüyoruz…
Ve…
Kimseye…
Ama hiç kimseye hakaret etmiyoruz…
Senin çalıştığın kurum senin için ne kadar mübarekse…
Bizim çalıştığımız kurumlarımız da o kadar mübarek…
Biz helâlinden kazanıyoruz…
Senin de öyle kazandığını kabul etmek istiyoruz…
Ama…
İnsani yönden kaybettiğini söylemek de boynumun borcu…
Not: Bu yazı; Ali Karahasanoğlu’nun "Hasan Cemal isimli, ahir ömründe internet sitelerine DÜŞEN bir gazeteci var" cümlesini kınamak amacıyla yazıldı…
Zira...
Bizler düşmedik, düşkün de değiliz...
İşimizi, mesleğimizi yapıyor...
Kimseye yalakalık etmeden...
Hiçbir egemenin "Kulu, kölesi" olmadan; en helâlinden ekmek paramızı kazanıyoruz...