Ali Karahasanoğlu kaybetti

Ali Karahasanoğlu, Kai Diekmann’dan ne istiyor olabilir?..

7 Ağustos 2017 tarihli analizde “MEĞER TACİZCİ DEĞİLMİŞ” başlığı altında
yayımlanan yazım aynen şöyle:
Almanya’da savcılık, ünlü Bild Gazetesi Genel Yayın eski Yönetmeni Kai
Diekmann aleyhinde, bir kadını taciz ettiği iddiasıyla soruşturma başlatmıştı…


*
İktidara yakın bütün gazeteler iddiadan ibaret bu olayı “Diekmann’ın, tacizi
evinin yakınındaki gölde yaptığı ortaya çıktı” şeklinde haberleştirdiler…
Yani “iddia” falan değil “her şey olup bitmişti” bizimkilere göre…

*
Geçtiğimiz hafta içinde savcılık Diekmann hakkında takipsizlik kararı verdi.
Yani…
Ortada, iddia edildiği gibi bir taciz yoktu...

*
Çok merak ediyorum.
“Tecavüzcü Coşkun” der gibi “Tecavüzcü Diekmann” diye “başlık” atanlar bakalım
bugün (Ya da yarın veya öbür gün) ne yapacak?..
Yani, özür mözür dileyecekler mi?..

*
3 Eylül 2017 tarihli Yeni Akit’te “Hürriyet’te ensest oranı yüzde kaçtır?” başlığı
altında bir yazı yayımlandı…
Yazının bir yerinde yazar şunları yazdı:

*
Hürriyet gazetesinin yönetim kurulu üyesi olan Kai Diekmann.. Cinsel taciz
suçlaması sebebi ile, Almanya’daki Bild gazetesinin genel yayın yönetmenliğinden
ayrılmak zorunda kaldı..
Tarih 2016’nın sonu idi..
Ben bekledim ki..
Hürriyet gazetesinin yönetim kurulu üyeliğinden de ayrılsın..
Aradan 8 ay geçti..
Bugün hâlâ, o Alman, Hürriyet gazetesinin yönetim kurulu üyesi..

*
Yazının sahibi Ali Karahasanoğlu…
Zaman zaman “Hukukçuyum” diyor…
Ama…
Bu dünyada herkesin suçlanabileceğini ancak asıl olanın mahkûmiyet olduğunu
bilmeyen bir “hukukçu”…

*
Nitekim Kai Diekmann da birileri tarafından suçlandı ama savcı, Diekmann’a
yapılan suçlamanın “iftira” olduğuna kanaat getirip “takipsizlik” kararı verdi…

Yani…
Yargılamaya gerek görmedi…

*
Peki…
Ali Karahasanoğlu bunu bilmiyor olabilir mi?..
Olamaz…
Biliyor…
Ama bir şeyi daha biliyor Ali…
Kendi okurlarının Kai Diekmann’ın aklandığını bilmediğini biliyor…
Ve…
Güzel Kuran, en büyük günahlardan biri olarak kabul ettiği halde “iftira” atmaktan
kaçınmıyor…
Tabii ki…
Hem büyük günaha giriyor…
Hem de kaybediyor…


NOT:
Ali Karahasanoğlu, Kai Diekmann’dan ne istiyor olabilir?..
Acaba…
Kai’nin Türkiye’nin en samimi ve gönüllü turizm elçiliği yapmasına mı gıcık
oluyor?..
Malumunuz…
Ali ve benzerlerine göre “turist para getiriyor ama ahlâkı götürüyor”…
Kai Dikmann ise her platformda (Gazete ve ekranlarda) Türkiye’yi övüyor…
Türkiye’nin güvenli bir turizm cenneti olduğunu anlatıyor…
Ve fakat…
Ali’ye göre: “ülkemize turist getirip ahlâkımızı götürüyor(!)…”

*
Bunlar var ya bunlar…
Bunlar halen “dünya düzdür” diyenler…
Bunlardan her şey beklenir…