Ali Bulaç'ın son bombası yine kavga konusu!
Ali Bulaç, kamusal alandaki 'melezleşme'nin ve helal ile haram gibi zıtlıkları eşitlemenin neslin sonunu getireceğini ileri sürdü.
Zaman gazetesinin sosyolog yazarı Ali Bulaç, bugün kaleme aldığı
yazısı ile yine çok konuşulacak. Bulaç'a göre “post modern
kamusallığın iyi-kötü, helal-haram ve adalet-zulüm gibi zıtlıkları
eşitlemesi" neslin sonunu getirecek.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ CİNSEL SAPMALARA YOL AÇAR
Bulaç, ileri sürdüğü tezi kadın ve erkek ilişkisi üzerinden de
savundu. Zaman yazarı köşesinde “Kadın- erkek ilişkisini
eşitlik-pozitif ayrımcılıkla tersine çevirdiğinizde, ailenin
çözülmesine, cinsel sapmaların ortaya çıkmasına ve üçüncü cinsin
teşekkülüne etkin zemin hazırlamış olursunuz” ifadesini
kullandı.
İşte Bulaç’ın Zaman gazetesindeki köşesinde “Kamusal melezleşme”
başlığıyla yayımlanan yazısından çarpıcı bölümler:
ZAMANIN RUHU YOKTUR!
"Yeryüzünde hayatı insan yaşar. Hayat da ya ilahi iradeye uygun
-ilahi prensipler takip edilerek- yaşanır ya da insanın heva ve
hevesinden neş’et eden arzu ve öngörülere göre düzenlenir.
Postmodern tarihsel ve toplumsal durum ilahi hudutların dışında
oluştuğuna göre, belirsizlik hakikatte insanın şaşkınlığının,
tereddüdünün, şaşırmışlığının, unutkanlığının veya sapmasının
sonucudur (dalalet). Yani insan seçimleri ve iradesinin dışında
değildir. Hakikatte “zamanın ruhu” yoktur, bu ruh felsefi bir
kurgu, zihinsel bir kavramsallaştırma olup sosyal ilişkileri
insanın üstünden belirleyen mevhum bir güç, emredici kader mevcut
değildir. Varlık Allah’ın kudret eli altındadır, evrenin ve
dünyanın bir eceli vardır, hayatı veren ve sonlandıran O’dur, insan
eylemlerinin karar vericisi ve sonuçlarıyla karşılaşan insanın
kendisidir. Beşer eseri her belirsizlik yine insan tarafından
belirli hale gelebilir, insan tarihsel ve toplumsal durumları
değiştirebilir. İyilik ve kötülük (takva ve fücur) seçime açık iki
yoldur.
Buradan postmodern kamusallığa gelirsek, “iyi (ma’ruf) ve kötü
(münker)”nün kamusal alanda eşit ifadesi ve görünürlüğü zorunlu
görmemizi gerektiren zorunlu ve zorlayıcı sebep de kalmamaktadır.
İyi ve kötü, helal ve haram, güzel ve çirkin, doğru ve yanlış, hak
ve batıl, adalet ve zulüm eşit olamaz. Postmodern kamusallık
bunları eşitliyorsa bu neslimizin sonunu getirir sadece.
(...)
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ SAPMALARA YOL AÇAR
Başka bir ifadeyle kültürel süreçlerde ortaya çıkan değişimler
zaman içinde ontolojik/fıtri dönüşümlerin sebebi olur. Geleneksel
mutfak ve beslenme kültürünü tüketim mutfağının beslenme kültürüyle
değiştirdiğinizde veya kadın-erkek ilişkisini eşitlik-pozitif
ayrımcılıkla tersine çevirdiğinizde, ailenin çözülmesine, cinsel
sapmaların ortaya çıkmasına ve üçüncü cinsin teşekkülüne etkin
zemin hazırlamış olursunuz.