Ali Atıf Hoca sordu: Orada gazeteci var mı?
"İktidar yanlısı olmak insana böylesine çarpık bir gazeteciliği nasıl yaptırır? Türkiye’de her eve girme potansiyeli olan bir markayla nasıl böyle acımasızca oynanabilir? Her türlü gazetecilik kurumu böyle bir yalan haberi çarpıtmay
İşte Ali Atıf Bir'in bugünkü köşesinden çarpıcı bir bölüm:
Huu huu... 'Tezek'e ne oldu?
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz istifa etti. Bu bir ilk. Üstelik
TÜSİAD’ın diğer başkanlarının geçmişine ve Sütaş’ın markalaşma
tarihine bakarsanız niye başka açılardan da ilk olduğunu
anlarsınız. Muharrem Yılmaz’ın başkan olması “Anadolu'dan
gelen” bir ilkti. Bir “ilk”,
“ilk” olarak istifa etti.
Muharrem Yılmaz istifa ederken de “TÜSİAD’ın itibarına
zarar vermek istemiyorum” dedi. Bu güzel, yerinde bir
açıklama.
Diğer yandan açıklamalara bakarsak şöyle de bir mesaj var:
“Tezek haberini yapan ve büyüten iktidara yakın medyadır.
Bu nedenle Sütaş’ı ve beni, TÜSİAD’ın iktidara yönelik muhalefeti
nedeniyle hedef olarak alıyorlar.”
Bunların hepsi güzel. Olağan açıklamalar. Olağan olmayan bir gün
sonra herhangi bir gazeteyi açtığınızda “tezek iddiası” ile ilgili
bir tane bile doğrulamanın olmaması.
Koca koca amiral gemileri bile “tezek iddiası”
diyor. Yani Sütaş’taki yöneticilerin sendikalı işçilerin yoluna
tezek dökmek yoluyla mobbing yaptığı iddiası doğru mu yanlış mı
öğrenmeye çalışan yok.
Hatta hâlâ bu iddia doğru mu yanlış mı bilmiyoruz.
Bu iddia yanlış ise faklı şekilde konuşuruz, doğru ise farklı
şekilde... Acilen “tezek olayı” doğru mu yanlış mı
bilmek zorundayız.
Neden?
Çok basit bu iddia doğru ise konu TÜSİAD, iktidar falan değildir.
Bir kere acilen Sütaş’tan bir istifa bekleriz ya da bunu yapan
yöneticinin niye hâlâ işine son verilmediğini sorgularız.
Ve de şu soruları sorarız:
Nasıl oluyor da insan sermayesine böylesine acımasız
davranan bir kurumun patronu TÜSİAD’a başkan olabiliyor? Patronlar
bu eylemi nasıl hâlâ onaylayabiliyor?
Ve de hâlâ TÜSİAD niye “tezek olayına” karşı Soma
faciasında olduğu gibi bir eleştirel bildiri yayınlamıyor?
İddia yanlış ise sorumuz şudur:
İktidar yanlısı olmak insana böylesine çarpık bir
gazeteciliği nasıl yaptırır? Türkiye’de her eve girme
potansiyeli olan bir markayla nasıl böyle acımasızca oynanabilir?
Her türlü gazetecilik kurumu böyle bir yalan haberi
çarpıtmayı neden kınamaz?
Ama gelin görün ki kimse “tezek” olayını
tartışmıyor, kapatıyor, asıl konu elimizin altından kayıp gidiyor.
Akıllara yanlış bilgiyle ya da bilgisizlikle karar vermeye terk
ediliyor.
Huu, huu orada gazeteci var mı?
Huu, huu... İnsanı önemseyen birileri?
Yoksa “tezek kokusu” medyaya kadar ulaştı da
akıllar buram buram tutuldu mu?
Huu, huu...