Ali Akel'i Başbakan Erdoğan mı kovdurttu?
Yeni Şafak'ta Başbakan Erdoğan'a yönelik satırları yüzünden kovulan Ali Akel ile iligli Başbakan'ın en yakınındaki isimden çarpıcı bir yorum geldi.
GAZETECİLER.COM -
Başbakan Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerden biri olan
Yalçın Akdoğan, bir süredir Star gazetesinde
gerçek kimliği ile yazıyor.
Bugün köşesinde konu edindiği olay ise
medya gündeminde hakettiği yeri ancak bugün bulan bir konuydu: Ali
Akel'in Yeni Şafak gazetesinden kovulması.
YENİ ŞAFAK'TA DA YAZIYOR
Halen Yeni Şafak'ta Yasin Doğan mahlas ismiyle yazan AK Parti'nin önde gelen kurmaylarından Yalçın Akdoğan, özellikle Akel'in Başbakan Erdoğan'ı eleştiren satırları nedeniyle kovulmasını Başbakan Erdoğan'a bağlayan düşünceyi sert bir şekilde eleştirip, "Ne Başbakan böyle bir müdahalede bulunur, ne de Albayraklar böyle bir davranış sergiler..." dedi.
Hükümete yakın yayınlarda da hükümeti eleştiren yazılar yer
aldığını anlatan Akdoğan, köşesinde hükümetin bu olayda suçsuz
olduğunu ileri sürüp "tartışılması gereken
hükümet-medya ilişkisi değil, yönetim-yazar ilişkisidir"
yazdı.
BİRÇOK KİŞİ BAŞBAKAN ERDOĞAN İLE
İLİŞKİLENDİRİYOR
İşte Yalçın Akdoğan'ın köşesinden Ali
Akel'in kovulmasına ilişkin yorumlar:
Acaba durum bu mu?
HÜKÜMET ÇEVRELERİNDEN
BÖYLE BİR TALEP GELDİ Mİ?
Hükümet çevrelerinden biri mi böyle bir talepte bulundu ya da hükümetin tepkisinden çekinen gazete yönetimi kendisi mi dolaylı tesir altında kalarak böyle bir karar verdi? Bu olayda Hükümetin doğrudan veya dolaylı etkisinin olması mümkün mü? Açıkçası, bunların ikisi de mümkün değil. Ne Başbakan böyle bir müdahalede bulunur, ne de Albayraklar böyle bir davranış sergiler...
Başbakan Erdoğan’ın ne Ali Akel’in yazısından haberi var, ne de yaşanan bu olaydan. Gazete yönetimiyle bu konuda bir iletişim, yönlendirme, imada bulunma gibi bir durum Başbakan veya yakın çevresinden kesinlikle sudur etmemiştir. Gazete yönetiminin hükümete şirin görünmek için durumdan vazife çıkarıp böyle bir karar aldığını da sanmıyorum. Çünkü Albayraklar etki ve yönlendirmeyle hareket edecek karakterde insanlar değiller. Yusuf Ziya Cömert’i tanıyanlar da bilirler ki, birileri istiyor diye ölse kurban vermez. Cömert’in geçirdiği kalp ameliyatı sebebiyle bir süredir evinde istirahat ettiği de biliniyor.
KİM BAŞINA TAŞ DÜŞSE HÜKÜMETTEN BİLİYOR
Bugün hükümete yakın diye lanse edilen yayın organlarında hükümeti eleştiren sayısız yayın bulmak mümkündür. Kimin başına bir taş düşse hükümetten bilmesi, hiç de adil ve hakkaniyete uygun değildir. İşine son verilen gazeteciler, işi getirip siyasi baskı ve sindirmeye, hükümetin tahammülsüzlüğüne bağlıyorlar. Oysa geçen dönemde yaşanan birçok olayın, (tamamen hükümetin bilgisi dışında gerçekleşmesi bir yana) ya yönetimle yazar arasındaki fikir çatışmasından ya da kişisel problemlerden kaynaklandığı biliniyor. Ama kamuoyuna farklı yansıtılıyor.
Akel’in bir kısım düşüncelerini beğenmesem de samimiyetinden zerre miskal şüphe duymam, başına en ufak bir olumsuzluk gelmesini de istemem. Ama gazete sahipleri de elbette kendi zaviyesinden değerlendirme yapma hakkına sahiptir. Eğer bir yazar, gazete patronajının tahammül çerçevesini aşan değerlendirmeler yaptığından dolayı sorun yaşıyorsa burada tartışılması gereken hükümet-medya ilişkisi değil, yönetim-yazar ilişkisidir.