Aktaş ile Altaylı arasındaki farklara bakın!
Birinin Dost mezarlığı, Stephen King'in romanlarını aratmıyor. Diğerinin gönül zenginliği Billy Gates'in serveti ile eşdeğer...
GAZETECİLER.COM
Biri “Güçlü” olduğu
vehminde…
Diğeri “güçlü”…
Biri “iyi gazeteci, iyi
televizyoncu” olduğunu sanıyor…
Öbürü hem “iyi bir gazeteci” hem
de “ iyi bir televizyoncu”…
Biri “ben adam gibi adamım” diye
böbürlenip kimsenin adamlığını beğenmiyor...
Ötekisi “adam gibi
adam”…
Herkesin adamlığına saygı
duyuyor…
Biri her sözüne, her makalesine
daha önce aklına bile gelmemiş olduğu halde “ben demiştim” diye
başlıyor…
Diğeri öylesine mütevazı ki her
zaman haklı çıksa bile bunu hatırlatma gereği
duymuyor…
Biri “küfrediyor” ama “fikir”
ürettiğini sanıyor…
Öteki asla “küfür kâfir değil” ama
“fikir üretmekte pek mahir”…
Birinin “Dost mezarlığı, Stephen
King’in romanlarını” aratmıyor…
Diğerinin “gönül zenginliği Billy
Gates’in serveti ile eşdeğer”…
Birincisinin adı Fatih
Altaylı…
Gazete
Habertürk’ü yönetip orada makaleler
yazıyor…
Aynı isimli televizyon ekranında
da “Nöbetçi programcı” gibi…
İkincisinin adı Erdoğan
Aktaş…
Gazete
Habertürk’te yazı yazmıyor…
Ama aynı isimli TV’nin hem genel
yayın yönetmeni hem de mükemmel “Tartışma” programları
yapıyor…
Dün gece bir şeyi daha fark
ettik:
İki gece önce Fatih Altaylı,
ekranda Bardakçı Murat Paşa ile “geyik muhabbeti”
yaparken…
Erdoğan Aktaş, uzman konuklarıyla, “Ruhban Okulu açılırsa ne olur?”
sorusuna cevap arıyordu…
Konukların hepsi farklı
pencerelerden bakan uzman kişilerdi…
Konuklarıyla birlikte
siyasetçilere, sosyologlara, ekonomistlere,
diplomatlara ve sanatçılara yol açan Erdoğan Aktaş’ı tebrik
ediyoruz…