AKP'nin Gülen'siz cemaat oyunu tutar mı?
Gülen Cemaati içindeki "milli" kanat hükümet ile işbirliği yapmaya başladı mı? Peki böyle bir kanat gerçekten var mı?
Fethullah Gülen cemaatiyle AK Parti hükümeti arasındaki savaşı polisler ve savcıların görevden alınması, milletvekillerinin istifaları bir yana bir yandan da psikolojik alanda ve medya üzerinden yürüyor.
Bu savaşı başından itibaren dışardan ve her iki tarafa da olabildiğince eşit mesafeden gözlemeye çalışan isimlerden biri olan Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, köşesinde "şu ana kadar (sosyal) medya üzerinden yürüyen psikolojik savaşta Cemaat'in daha başarılı olduğunu düşünüyorum" yorumunu yaptı.
Çakır'a göre "Hükümetin medyadaki bariz nicelik üstünlüğüne rağmen inisiyatifi bir türlü Cemaat'in elinden alamamasının birçok nedeni var." İşte Çakır'ın yazısında hükümete yakın kaynakların "Gülen Cemaatinin milli kanadı hükümet ile uzlaşacak ve ortak çalışacak" iddialarını da yorumladı.
HÜKÜMET CEMAATTEN İNSİYATİFİ ALAMADI
"Hükümetin medyadaki bariz nicelik üstünlüğüne rağmen
inisiyatifi bir türlü Cemaat'in elinden alamamasının birçok nedeni
var. Bunların başında, 17 Aralık'tan bu yana savaşta Cemaat'in
yolsuzluk/rüşvet iddialarını kendine kalkan yapması
geliyor. Hükümetse bu iddiaları çürütmekte zorlandığı için
yolsuzluk operasyonlarını çok ciddi uluslararası bağlantıları olan
bir komplo olarak göstermeye çalışıyor.
CEMAATİN MİLLİ KANADI TEMENNİSİ
Bugün, söz konusu stratejiye bağlı olarak geliştirilen bir akıl
yürütmeyi ele almak istiyorum. Hükümete yakın bazı isimler şöyle
diyor:
a) Cemaat'in son yaptıkları milli menfaatlere aykırı;
b) Cemaat'in içinde sırf bu nedenle yapılanlardan rahatsız
olanlar var;
c) Bunlar Cemaat'in "milli kanadı"nı oluşturuyor;
d) Bu kanat hükümetle işbirliğine giderse (ki bazılarına göre
bu çoktan başladı) bu oyun bozulabilir.
Sanmıyorum ki böyle olsun. Bana göre bu somut olgulara dayalı bir
analizden çok bir temenni. Muhakkak Cemaat içinde olup
bitenlerden rahatsız olanlar, "keşke hükümetle böyle bir
kavgaya tutuşmasaydık" diye düşünenler vardır. Ama bunların
arasında, olaylara "milli/gayri milli" ikileminden bakıp Cemaat'in
tepesini (yani Gülen'in kendisini) milli çıkarlara aykırı hareket
etmekle suçlayanların sayı ve nitelik açısından bir "kanat"
oluşturabileceklerini ileri sürmek gerçekdışı olur.
SİVİL VE SİVİL OLMAYAN KANATLAR
17 Aralık operasyonundan hemen önce "Gülen cemaatinin sivil
kanadı" üzerine peşpeşe iki yazı yazdım. "Sivil" kanattan
kastım Cemaat'in kamuya açık alanlarında, mesela medya, eğitim gibi
sektörlerde faaliyet gösterenlerin toplamıydı. "Sivil
olmayan" kanat derken de esas olarak ne zamandır "paralel
devlet" adı verilen bürokrasi içindeki kadroları işaret
ediyordum. Aradan geçen bir ayda, görev alanları dolayısıyla farklı
kanatlar olarak gözüken bu kişilerin arasında çok ciddi
farklılıklar olmadığı, tam tersine mükemmele yakın bir uyum
içerisinde hareket ettikleri, bunun gerçekleşmesinde kilit ismin de
bizzat Gülen olduğu ortaya çıktı. Sonuç olarak "sivil"
kanadın, "sivil olmayan" yol
arkadaşlarına "yaptıklarınızla bizleri zor duruma
düşrüyorsunuz" şeklinde müdahale etmelerini beklemenin beyhude
olduğu açıktır.
HAYALLER YARIŞIYOR
Dolayısıyla onun içinde bir "milli kanat" yaratarak
Cemaat'i çatlatabileceklerini düşünenler ya bu yapı hakkında
yeterli bilgiye sahip değiller ya da bilmelerine rağmen"ya
tutarsa" mantığıyla hareket ediyorlar. Çünkü son telefon
kayıtlarından da net olarak görüldüğü gibi Gülen'in bilgi ve onayı
olmadan Cemaat'in stratejik, hatta taktik adımlar atması mümkün
değil. ("Olup bitenlerden aslında Hocaefendi'nin haberi
yok"diyenlere şu yazımı öneriyorum: )
Yani eğer Cemaat'in gayrı milli bir duruşu söz konusuysa bunun
sorumlusu Gülen'in kendisi olması gerekir. Buna bağlı olarak,
Cemaat içinde sahiden "milli bir kanat" varsa bunların hedefi de
ister istemez Gülen olmak zorundadır. Buradan
hareketle "Cemaat içinde milli bir kanat var" diyenlerin
Gülen'in kendi taraftarları tarafından devre dışı bırakılmasını
istediklerini düşünebiliriz.
Tıpkı Gülen ve cemaatinin, "Erdoğansız bir AKP" hedefi
gibi bunun da bir hayal olduğunu düşünüyorum.