Akit'ten o çirkin manşete çirkin savunma

Özür dilemelerini kimse beklemiyordu ama keşke susmayı bilselerdi. Çünkü özürleri kabahatlerinden de büyük oldu.

GAZETECİLER.COM - Habervaktim sitesi Meral Okay'ın cenazesi üzerinden çirkin rating oyununa devam ediyor. Dünkü "O KADIN ÖLDÜ" manşetinin ardından bugün de tepkilere istinaden "NE YANİ O KADIN ÖLMEDİ Mİ?" başlığı ile çirkinliği sürdürdüler.

Akit yazarı Ali Karahasanoğlu da o çirkin manşeti savunan "özrü kabahatinden kat be kat fazla" bir yazı ile o manşetin altında arzı endam etti.

Bakın Akit yazarı "O KADIN ÖLDÜ" manşetini kendince nasıl savunuyor;

DİNİ DEĞERLERİ İSTİSMAR ETTİ


GAZETECİLER.COM DİYOR Kİ;


Sayın Akit'in hukukçu yazarı Ali Karahasanoğlu;
Siz üstlendiğiniz için o çirkin manşeti size hitaben yazıyoruz.
Ne liberaliz, ne ateist...
Bakın bizde diyoruz size yanlışsınız diye...
Can Dündar nedir, neye inanır ya da inanmaz mı bilmiyoruz!
Ama bu buyruk var mıdır, vardır!
-"Ölülerinizi hayırla yad ediniz"
Siz bu buyruğu çiğnediniz.

Ne diyor Sırrı Süreyya Önder;
-"Deliden ve ölüden hüküm kalkar"...
Doğru mudur?
Doğrudur!
Siz bunu da çiğnediniz.
Hakkın huzuruna giden kişiyle ilgili hüküm vermeye yeltendiniz.
Utançla başınızı öne eğeceğinize, özür dileyeceğinize bir de horozlanıyorsunuz.
Yok efendim o da "ecdadın kemiklerini sızlatmış"...
Bu bir dizi beyefendi!..
Gerçekten esinlenen, hayal mahsulü bir dizi...
Geçin bunları...

ÇİRKİNLİĞE DEVAM

Habervaktim sitesi de Akit yazarının bu cevabını koyduğu haberine yeni bir çirkin manşetle katkıda bulundu. Bu kez de 'espri" yaptıkları zannı ile böyle bir manşet attılar.

Olay şu: "Biz herkese hakaret edelim. Halkın büyük çoğunluğunun saygı gösterdiği tarihi şahsiyetleri/din adamlarını biz tahkir edelim. Onları farklı şekilde tasvir edelim.. Bunu yaparken, hortumlanan bankalardan aktarılan milyonlarca liralık bütçeleri kullanalım. Ama kimse bize, iki çift laf edemesin. Edenleri hemen yargısız infaza tabi tutalım. Hatta mütedeyyin insanları tahkir etmek için, dini

değerleri bile istismar edelim!"

SOLAK OLARAK STALİN'İ DİZİ YAPSAYDI

Eski bir solak olarak, Stalin'in hayatını dizi yapacağına.. Stalin'e mesafeli ise (Olur ya, elin Rus'undan bize ne, biz ulusalcı değil miyiz, diyebilir), Nazım Hikmet'in hayatını dizi yapacağına.. Ortalığı velveleye vermek için, Kanuni Sultan Süleyman'ı, kendisine meze yapmaya kalkışıyor.. Kanuni'nin hayatını, gerçeğinden farklı göstermeye kalkışıyor.. Bu arada dini kavramları da hafife alıyor..

O KADIN ÖLDÜ DEYİNCE AHLAKSIZ OLUYORUZ

"Onlar suçlarlar.. Olur biter.. Ama birisi "O kadın öldü" derse, sanki gerçekte o kadın ölmemiş gibi hep birlikte ayağa kalkarlar: "Küstah. Dinci. Ne biçim Müslümanlık bu? Ahlaksız.." "Valide Sultan" kavramını oluşturmuş bir medeniyetin sahibi olan Osmanlı için, "Kadınları köle gibi görüyorlardı" derseniz, "ahlaklı" olursunuz.. Ama ölen kadına, "O kadın öldü" derseniz, "ahlaksız" olursunuz!"

Ne oldu, öldürebildin mi Şehzade'yi,
Meral Hanım?

Devam ediyor aynı kadın:

"Bana 'Kanuni'nin oğlu Şehzade Mustafa'yı ne zaman öldüreceksin?' diye soruyorlar mesela." Ne cevap veriyormuş, aynı röportajdan okuyoruz, senarist Meral Hanım'ın cevabını: "Mustafa beş yaşında henüz.. 'Tanrı ve iktidar izin verirse iki sezon sonra' diyorum. Çok korkuyorlar bundan. Paranoyanın temelinde bunlar var."

"Ölümün yerinin ve zamanının, yaratıcının takdiri"nde olduğu gerçeği ile alay eden bir solak kadın!.. "Tanrı izin verirse" diyerek, aklınca dalga geçiyor.. Şehzade'yi filminde öldürecekmiş! Çok korkuyormuşuz bundan. Paranoyamız varmış bu konuda..
Ne oldu?
Öldürebildin mi, Şehzade'yi Meral Hanım?

"Sen kazık mı çakacaksın dünyaya?" diyecekler hemen..

Olabilir; bu yazıyı yazmamla, okuyucunun okuması arasındaki kısa sürede bile, ben de ölebilirim.

Ama ben haddimi biliyorum. Gücümün ne olduğunun farkındayım.. Sizin gibi, "yaratıcı" ile (haşa) alay edercesine "Tanrı izin verirse" demiyorum, Meral Hanım aşıkları!