Akit'ime küfreden müslüman olsa bari...
Muhafazakar gazetelerin Bayramoğlu kampanyasına gösterdikleri tepkilere karşın Akit ile kesişim alanları olduğu gibi duruyor.
GAZETECİLER.COM
Muhafazakar gazeteler medyanın geri kalanı gibi Suriye krizi üzerine yoğunlaşsa da kendilerine özel bir gündemleri de yok değil. Akit gazetesinin Ali Bayramoğlu'nu hedef alan kampanyası bu kez sadece ana akım medya içindeki demokrat kalemlerin değil muhafazakar medyanın da direnciyle karşılaştı. Yeni Şafak ve Star'in köşe yazarları kadar editoryal tepkisine Zaman ve Bugün gazetesinde bazı kalemlerin de katılmasıyla yeni bir resim oluştu. Akit'in kampanyasını hem dili hem de anlayışı açısından mahkum eden muhafazakar mahalle Bayramoğlu'nu güçlü bir şekilde sahiplenirken Akit'i de yalnızlaştırmış oldu.
Manzara takdire şayan olsa da Akit'e dönük muhafazakar tepkilerin sorgulanması gereken bazı yanları da yok değil. Bayramoğlu'nu hedef alan kampanyanın dayandığı zihniyet ve kullanılan dil sadece Akit'e özgü bir durumu ifade etmiyor çünkü. Muhafazakar gazetelerin Bayramoğlu kampanyasına gösterdikleri tepkilere karşın Akit ile kesişim alanları olduğu gibi duruyor. Ülke gündeminin bir çok temel konusuna dönük öngördükleri editoryal perspektif ve kullandıkları dil açısından bakıldığında Akit ile Zaman ya da Star arasında cuk oturan bir tencere kapak denklemi var.
Şüphesi olanlara bu gazetelerin Kürt meselesine ve Kürt siyasetine dönük manşetlerine bakmalarını tavsiye ediyoruz. Yetinmeyenler kürtaj gibi kadın odaklı tartışmalardaki tutumlarına da bakabilir. Ya da Zaman grubunun ÖYM ve CMK kampanyasına bakıldığında görülecekler de durumu aydınlatabilir. Grev kararı alan memur sendikalarını karalamaya dönük manşetler ya da öğrenci gençliğin eylemleri karşısındaki tutumları da aynı mecrada örtüşüyor. Sayısız örnekle sabittir ki Akit'in Ali Bayramoğlu kampanyasındaki dili ve anlayışı mahallenin geri kalanı için de geçerlidir. Yer yer biraz yumuşatsalar, yer yer ona bile gerek duymasalar da durum budur. Tek başına Zerdüştlük temalı onca haberden oluşan o koca külliyat bile Bayramoğlu kampanyasını solda sıfır bırakır. Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi hapse atılan gazetecileri şeytanlaştırma operasyonları tazeliğini hala koruyor. Bütün bu örneklerde tanık olduğumuz operasyonel gazetecilik geleneğini Akit tek başına omuzlamadı herhalde. Yani Akit ile muhafazakar mahalle arasında Ali Bayramoğlu kampanyasını dışarda bıraktığımızda nasıl bir fark var ki biri diğerini sorgulama hakkına sahip olsun?
Muhafazakar gazetelerin Ali Bayramoğlu üzerinden Akit'e gösterdikleri tepki bir başlangıç olması açısından olumludur. Ancak bunun esaslı bir mesleki sorgulamaya dönüşmesi için öykünün Bayramoğlu dışındaki sayfalarına da bakmaları gerekir. Halihazırda böyle bir umut yok. Akit'in şaşkınlığı da bundan olsa gerek. İşte bu yüzden 'Dinime küfreden müslüman olsa bari' tadındaki tepkilerine katılmadan edemiyoruz....
Muhafazakar gazeteler medyanın geri kalanı gibi Suriye krizi üzerine yoğunlaşsa da kendilerine özel bir gündemleri de yok değil. Akit gazetesinin Ali Bayramoğlu'nu hedef alan kampanyası bu kez sadece ana akım medya içindeki demokrat kalemlerin değil muhafazakar medyanın da direnciyle karşılaştı. Yeni Şafak ve Star'in köşe yazarları kadar editoryal tepkisine Zaman ve Bugün gazetesinde bazı kalemlerin de katılmasıyla yeni bir resim oluştu. Akit'in kampanyasını hem dili hem de anlayışı açısından mahkum eden muhafazakar mahalle Bayramoğlu'nu güçlü bir şekilde sahiplenirken Akit'i de yalnızlaştırmış oldu.
Manzara takdire şayan olsa da Akit'e dönük muhafazakar tepkilerin sorgulanması gereken bazı yanları da yok değil. Bayramoğlu'nu hedef alan kampanyanın dayandığı zihniyet ve kullanılan dil sadece Akit'e özgü bir durumu ifade etmiyor çünkü. Muhafazakar gazetelerin Bayramoğlu kampanyasına gösterdikleri tepkilere karşın Akit ile kesişim alanları olduğu gibi duruyor. Ülke gündeminin bir çok temel konusuna dönük öngördükleri editoryal perspektif ve kullandıkları dil açısından bakıldığında Akit ile Zaman ya da Star arasında cuk oturan bir tencere kapak denklemi var.
Şüphesi olanlara bu gazetelerin Kürt meselesine ve Kürt siyasetine dönük manşetlerine bakmalarını tavsiye ediyoruz. Yetinmeyenler kürtaj gibi kadın odaklı tartışmalardaki tutumlarına da bakabilir. Ya da Zaman grubunun ÖYM ve CMK kampanyasına bakıldığında görülecekler de durumu aydınlatabilir. Grev kararı alan memur sendikalarını karalamaya dönük manşetler ya da öğrenci gençliğin eylemleri karşısındaki tutumları da aynı mecrada örtüşüyor. Sayısız örnekle sabittir ki Akit'in Ali Bayramoğlu kampanyasındaki dili ve anlayışı mahallenin geri kalanı için de geçerlidir. Yer yer biraz yumuşatsalar, yer yer ona bile gerek duymasalar da durum budur. Tek başına Zerdüştlük temalı onca haberden oluşan o koca külliyat bile Bayramoğlu kampanyasını solda sıfır bırakır. Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi hapse atılan gazetecileri şeytanlaştırma operasyonları tazeliğini hala koruyor. Bütün bu örneklerde tanık olduğumuz operasyonel gazetecilik geleneğini Akit tek başına omuzlamadı herhalde. Yani Akit ile muhafazakar mahalle arasında Ali Bayramoğlu kampanyasını dışarda bıraktığımızda nasıl bir fark var ki biri diğerini sorgulama hakkına sahip olsun?
Muhafazakar gazetelerin Ali Bayramoğlu üzerinden Akit'e gösterdikleri tepki bir başlangıç olması açısından olumludur. Ancak bunun esaslı bir mesleki sorgulamaya dönüşmesi için öykünün Bayramoğlu dışındaki sayfalarına da bakmaları gerekir. Halihazırda böyle bir umut yok. Akit'in şaşkınlığı da bundan olsa gerek. İşte bu yüzden 'Dinime küfreden müslüman olsa bari' tadındaki tepkilerine katılmadan edemiyoruz....