Akif Beki’den Ertuğrul Özkök’e fotoğraflı gönderme
Kendisini Ahmet Gümüştekin’in, 'Ölümsüzlük Odası’ eserinin önünde fotoğrafını çekip LGBT renkleriyle barıştırdığını yazan Ertuğrul Özkök’e, kendisinin poz verdiğini ve renklerin de LGBT renkleri değil; ebem kuşağı renkleri olduğunu ifade eden Karar Gazetesi yazarı Akif Beki, köşesinde Netflix, LGBT ve İstanbul Sözleşmesi konularına değindi.
Karar Gazetesi yazarı Akif Beki, bugünkü köşesinde Özkök’ün kendisiyle ilgili paylaştığı fotoları, kendi rızasıyla verdiğini, aldatılmadığını ifade ederek şunları söyledi: "Ben de keyifle katıldım bu yaramazlıklara.Ama Netflix’in eşcinsel içerik kullanımıyla ilgili eleştirime her tepki, böyle ‘şakasına maço’luktan değildi. En süzme cinsiyetçi sataşmalar, nefret söylemli zevzeklikler gırla geldi.Çelebi bizde de böyle oluyor işte ayrımcı, cinsiyetçi, maço saldırganlığa karşı mücadele dediğin.Ayrımcılıkla suçladığına karşı daha ayrımcı bir nefret söylemi kullanabilirmişsin gibi.”
İşte Akif Beki'nin o yazısı:
Ekim 2019’du, sanatçı dostum Ahmet Güneştekin’in sergisi
açılacaktı. Haydar Aliyev Müzesi’nde. Dr. İrfan Çiftçi’yi en son
orada gördüm.
Bakü Büyükelçiliğimizde kültür ataşesiydi. Bizimle çok alakadar
oldu. Her zamanki sevecenliğiyle...
Ani vefatı hepimizi sarstı. Bakü’den bu selfie hatırası kaldı geriye. Ahmet Güneştekin, Mustafa Karaalioğlu, rahmetli İrfan Hoca ve ben lobideyiz. Çeken o.
Kültür dünyamız için önemli bir kayıp, uğurlar olsun...
Önceki gün de bir başka Bakü anısı gelip bulmuştu beni. Ertuğrul Özkök, doğum günü sürprizi yaparak sözüm ona ‘netameli’ bir fotoğrafımı göndermişti. Hınzırlığına...
Güneştekin’in ‘Ölümsüzlük Odası’ eserinin önünde kendisi çekmiş, köşesinde de kullanmıştı bunu. Beni LGBT renkleriyle barıştırdığı iddiasıyla...
Oysa ben, ebemkuşağı renklerinin önünde poz vermiştim. Ama tabii Özkök’ün nasıl bir muziplik peşinde olduğunun da gayet farkında olarak.
Kısa bir süre öncesinde Viyana’da, Goethe heykelinin önünde ısrarla fotoğrafımı çekmek istemesindeki gibi.
Zaten niyetini saklamayı becerebildiği pek söylenemez. Haliyle Viyana’da da istediğini aldı ve kullandı.
İkisinde de muzipliğine gönüllü alet olduğumu itiraf ediyorum, aldatıldığım ya da oyuna getirildiğim yalandır.
Pişman olmadığımı da artık tahmin edersiniz