Akif Beki

Zira başkalarının adına karar verme, ahkâm kesmek bizim işimiz değildir…

Yanlış…

Hem de “Acayip” yanlış…

“Yüce Divan ne karar verirse versin dört bakan hakkında sizin de benim de verdiğimiz karar değişmeyecek” ne demek?..

Bu nasıl bir “ön yargı”?..

Bu nasıl bir başkaları adına da “hüküm verme”?..

Sevgili Beki?..

Senin kararın değişmeyebilir…

Senin önyargılarını parçalamak atomu parçalamaktan bile daha zor olabilir…

Ama…

Senin başkaları adına kesin hüküm vermeye ne hakkın var?..

Meselâ ben...

Bırak Yüce Divan’ın kararını beklemeyi…

Dört Bakan, “Ben yargılanmak istiyorum… Bu yükle ömrümü tamamlayamam” dediği gün değiştiririm onlar hakkındaki kararımı…

17/25 Aralık’ın “Yargı Darbesi” mi “Yasal Operasyon” mu olduğu konusunda da dileyen dilediğini düşünsün…

Meselâ sana ve senin gibi birçok kişiye göre bir “Yargı Darbesi (Girişim)”…

Birçok kişi ise “Yasal Operasyonu” olduğunu düşünüyor…

Ve…

Belki de sonsuza kadar bu düşünceler değişmeyecek…

Oysa…

Bağımsız yargı verseydi kararını…

Belki de herkesin fikri (çıkacak karara göre) değişecekti…

Yani Akif Beki…

Senin bu tarz düşüncelerin de saygı duyulasıdır…

Kabul ama…

Geçerliliği hemen hiç yoktur…

Zira başkalarının adına karar verme, ahkâm kesmek bizim işimiz değildir…

Bizim işimiz kendi düşüncelerimizi özgürce açıklamak, nihai kararı okurlara bırakmaktır…

Ve Akif…

Gerçek hukuk devletlerinde kriminal konularda aklanmayı da cezayı da bağımsız mahkemeler verir…

Seçmenler (Büyük Jüri) değil…

Sen hem başkaları adına karar vererek…

Hem de “seçim sandığını yargıçların yerine koyarak kaybettin”…