Akif Beki
Bizim karpuz misali her konuda ikiye bölünen medyamızda adalet, hakkaniyet ve samimiyet sahiplerinin sayısı....
Sizi bilmem ama ben bazen; yazacağım konuya konsantre olabilmek için ekranımı böler, en üste 36 punto ile etkisi altında kalmam gereken özlü sözü ya da varsa ilkeleri yazarım...
Bu köşeleri yazarken ise ekranımın üzerinde 36 punto sırayla şunlar yazar.
Adalet, hakkaniyet, samimiyet
Az sonra okuyacaklarınızı yazmadan önce elliden fazla köşe yazısı okudum...
Hıncal Uluç'u alkışladım...
Hayko Bağdat'ı "Günün Köşe Yazarı" seçtim...
Sonunda; Akif Beki için "Kazandı" diyeceğim...
Çünkü...
- Adalet
- Hakkaniyet
ve
- Samimiyetse eğer ölçüm; bugünün kazananı Akif Beki olmalı...
Öyle ya...
Bizim karpuz misali her konuda ikiye bölünen medyamızda adalet, hakkaniyet ve samimiyet sahiplerinin sayısı birden öylesine azalıyor ki; ortalık toz duman...
Bir yanda: "Hırsız bunlar üstadım!" diyenler...
Diğer yanda "Yok kardeşim; adamlar pırıl pırıl ama düşmanlarımız, dış mihraklar komplo kurdular!" savunmacıları...
Ve arada, az sayıda "aklıselim..."
İşte o aklıselimlerden biri olduğu ve bugün için belki de "birincisi" olduğu için Akif Beki kazandı...
O halde, bugünkü Hürriyet’te “Cesur olacakmışım” başlığı altında yayımlanan makalesinden beni etkileyen bölümlerini sizlerle paylaşayım…
Bakın:
Hadi benim yerime geçin de siz cesur olun öyleyse.
Gemaat, vitesten atmasa bu yolsuzluk operasyonu gerçekleşir miydi?
Dürüstçe cevap verin.
'Hükümete kumpas kuruluyor' şayiası sanki hiç ayyuka çıkmamış, ben uyduruyorum...
Kalkıp diyecekmişim ki, 'Bu masum bir yolsuzluk operasyonudur, hırsız ve yolsuz kovalamaktan başka bir gayesi yoktur'.
İntikam operasyonundan hak ve adalet çıkarmış gibi...
Gelin de siz bundan yana olun bakalım.
* * *
Ortaya saçılanlar, soru işaretleri barındırıyor...
Hal böyleyken diyecekmişim ki, 'Ortada şüpheli, şaibeli hiçbir durum yoktur, soruşturmak yersiz'.
Hadi benim yerime geçin de isnatları siz görmezden gelin...
Yetmezmiş gibi üçüncü bir ayağı daha var olayın.
Dün aynı yöntemlerle başkalarının canı yanarken hükümet oralı olmuyordu ya...
'Şimdi şikâyete hakları yok... Oh olsun, beter olsunlar' diyen, başka da bir şey diyemeyen kısır bir muhalefet var.
Hocaefendi'nin bedduasına, koro halinde 'Amin' sesleriyle iştirak ediyorlar.
İçlerini rahatlatmaya bakıyorlar. Tek yapabildikleri, hükümetten dünün öfkesini, acısını, hıncını çıkartmak...
Sanki memleket, hükümetle cemaatin tapulu malı, batarsa batsın, onlara dokunmayacak ucu.
Biri de çıkıp demiyor ki, 'Yahu CHP daha ölmedi, hükümetin alternatifi cemaat olamaz, siyasetdışı iktidar oyuncularına mahkûm değil bu millet, iktidar seçeneği olarak biz buradayız, devrilecekse sandıkta biz deviririz hükümeti, polis ve yargıya rehin aldırtmayız...'
Hadi siz önden buyurun da ilkel rövanşizm duygularından yana olun şimdi.
Olun da göreyim...