Akif Beki Tecavüzcü Coşkun mu Ayşe Hanım!..

Ve program iyi başladı, zaman zaman sertleşse de ikisinin de kaliteleri programın seviyesinin düşmesini önledi...

ADNAN BERK OKAN 

Büyük bir transatlantik, üç bin yolcusu ve mürettebatıyla okyanusun serin sularında yol alırken, yolcular arasında bulunan genç ve güzel kız günlüğüne şöyle bir not düştü:
"Dün gece kaptan, kendisiyle birlikte olmazsam gemiyi batıracağını ve üç bin kişinin öleceğini söyledi kabul etmedim".
İkinci gün aynı genç kız not defterine yine aynı notu düştü:
"Dün gece kaptan, kendisiyle birlikte olmazsam gemiyi batıracağını ve üç bin kişinin öleceğini söyledi kabul etmedim".
Üçüncü gün aynı genç kız not defterine yine aynı notu düştü:
"Dün gece kaptan, kendisiyle birlikte olmazsam gemiyi batıracağını ve üç bin kişinin öleceğini söyledi kabul etmedim".
Dördüncü gün genç kızın günlüğünde şöyle yazıyordu:
"Dün gece üç bin yolcunun hayatını kurtardım"...


Ayşenur'a mahalle baskısı...

Tahminim o ki Ayşenur Arslan'ın Akif Beki'nin şahsıyla bir sorunu yoktur...
Hatta Beki'nin efendiliğini, saygısını, çağdaşlığını, modernliğini ve bilgi zenginliğini sevmektedir bile...
Ama...
Ayşenur Arslan'ın Beki'nin çevresiyle sorunu olduğu da bir gerçektir...
Yani;
Beki ile Medya Mahallesi'nde buluşuyor olması; Beki'nin sosyal mahallesini de kabul ettiği anlamına gelmez...
Çünkü Ayşenur Arslan'ın kökten laikçi cumhuriyetçi yakın çevresine göre Akif Beki bir "gerici"dir...
Hatta "öcü"dür...
Ayşenur Arslan'ın yakın çevresi kendilerinden başka hiç kimsenin özgür olmasına tahammülü olmayan tiplerden oluşmaktadır...
Akif Beki, bir dönemler Başbakan'ın resmi sözcülüğünü yapmış, Başbakan yerine açıklamalarda bulunacak kadar ona yakın olmuştur...
O halde;
Ayşenur Arslan'ın çevresi için "gerici"dir...
İlerici(!) ve hatta çok ilerici(!) Ayşenur Arslan'ın öyle bir "gerici"(!) ile aynı ekrana çıkıp tartışması; kabul edilebilir bir şey değildir...
Hâsılı;
beyni bu tür gerçek gerici mahalle baskısı ile ipotek altına alınmış olan Ayşenur Arslan;
yakın çevresinin gazını almak amacıyla Akif Beki ile program yapması için zorlandığını söylemek zorunda kalmıştır...
Bu elbette kabul edilebilir bir bahane değildir ama Arslan'ın içinde bulunduğu durumun anlaşılması bakımından da göz önüne alınması gereken acı bir gerçektir...
 


Fıkra nereden mi aklıma geldi?..
Söyleyeyim...
Ayşenur Arslan, Cumhuriyet'in Pazar ekine verdiği röportajda "Akif Beki ile program yapmaya zorlandım" deyince, Beki haklı olarak programa çıkmama kararı almış da oradan haırladım bu fıkrayı...
Akif Beki için "Haklı olarak" deyişime gelince...
"Haklı olarak" dedim çünkü karakter sahibi hiçbir insan o söz "hiç söylenmemiş" gibi davranamazdı...
Yani ancak karakter erozyonuna uğramış biri o söz söylenmemiş gibi yaparak Ayşenur Arslan'ın karşısına oturur ve uygarca(!) tartışırdı...

Oysa Ayşenur Arslan Akif Beki ile CNNTÜRK'te yapacakları program öncesi yaptığı açıklamada "Akif Beki ile aynı programda olacağım için çok mutluyum" mealinde bir şeyler söylemişti.
O söyledikleri Radikal Gazetesi'nin arşivinde duruyor...
Yani;
Medya Mahallesi iki değerli gazetecinin karşılıklı "kabul" iradeleriyle yapılacaktı...
Taraflar birbirleriyle tartışacak olmaktan son derecede mutluydular...
İkisi de kamuoyunun yakından tanıdığı, sözlerine güvenilir, ciddi insanlardı...
Siyasi ve sosyal konularda tamamen birbirlerine ters düşmeleri ise zaten programın formatı gereği idi...

Ve program iyi başladı, zaman zaman sertleşse de ikisinin de kaliteleri programın seviyesinin düşmesini önledi...
Ve derken Ayşenur Arslan Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan söyleşisinde; "Akif Beki ile program yapmaya zorlandım" deyince ip (şimdilik) koptu...
Akif Beki doğru olanı yaptı ve kendisini "Tecavüzcü Coşkun" konumuna düşüren Ayşenur Arslan'la aynı ekranda yer almayı içine sindiremedi...

Bundan sonra ne olur?..

Eğer Ayşenur Arslan Cumhuriyet'e verdiği röportajda gerçekten de Akif Beki ile program yapmaya zorlandığını söylemişse hakarete uğrayanları sayayım:
1.) Bizzat Ayşenur Arslan'ın kendisi...
2.) CNNTÜRK Patronajı...
3.) CNNTÜRK yönetimi...
Ve...
4.) Akif Beki...

Ayşenur Arslan önce kendisine hakaret etmiştir çünkü:
Sevgili kardeşim işsiz kaldığı için çaresizlik içinde kıvranan; bir dilim ekmek için mesleki onurundan bile taviz vermek zorunda olan bir gazeteci değildi...
Yani;
"n'apayım aabi ya, ekmek parası!" diyecek hali yoktu...
Yani; içinde bulunduğu durum "karakter tecavüzüne uğramayı" hoş görülür kılamazdı...
Kaldı ki onurlu bir gazetecinin hiçbir şartta kabul edemeyeceği bir şeydir istemediği biriyle program yapması...
Ayşenur Arslan "Akif Beki ile program yapmaya zorlandım"  demekle aslında gemide üç bin kişinin hayatını kurtardığını söyleyen genç kızın durumuna düşmüş olmuyor mu?..
Yani; işine saygısı olan bir insan nasıl olur da sevmediği, istemediği biriyle aynı masada karşılıklı oturup program yapar, aklım almıyor...

Patronaj da taraf olmalı...

Akif Beki'nin programa çıkmayışı son derece "asil" bir tavır alıştır...
Tavır alışlar bir ilişkiyi bitirmek için değil, sağlamlaştırmak içindir...
Yani demek istemem o ki; 
Ayşenur 

Arslan Cumhuriyet'te kendisiyle söyleşi yapan arkadaşımıza öyle bir şey söylemediğini, deşifre hatası olduğunu söyleyip özür dilemelidir;
Özür dilemediği müddetçe de Akif Beki kendisiyle programa çıkmama kararlılığını sürdürmelidir...
Aksi halde Beki'nin bütün saygınlığı sıfırlanır, "para için her türlü hakarete katlanabilen insan" durumuna düşer...


Bu tür uyuşmazlıklarda Patronaj "haklıdan yana" olmak zorundadır ve haklı olan Akif Beki'dir...


O halde doğru olan;
Arslan'ın özür dilememesi durumunda programı yayından kaldırmak değil, Akif Beki'ye yeni bir partner bulmaktır.

Çünkü Akif Beki'nin programa çıkmayışı hem kendisine yapılan haksızlık ve hatta hakarete karşı alınmış bir tavırdır ve hem de Ayşenur Arslan'a "bak işte istemediğin, zorla program yaptırıldığını söylediğin ben seni özgür bırakıyorum"  demektir...
Ayşenur Arslan da ya "azad" edilmiş olmayı tercih edecek ya da yaptığı ayıp dolayısıyla özür dilemeyi...
Bekleyeceğiz bakalım ne olacak?..

NOT: Keşke Ayşenur Arslan özür dilese de program aynı ikili ile devam etse...



adnanberkokan@gmail.com