Akif Beki de Fetih 1453'ün ipini çekti

Yılmaz Özdil'in ardından Fetih 1453'ü izleyip de beğenmeyen Akif Beki de filmin ipini çekti.

GAZETECİLER.COM - Yüklü bir medya gazıyla vizyona giren Fetih 1453 gişede rekora koşsa da ardı ardına kötü eleştiriler almaya başladı.
Dün Yılmaz Özdil filmi yerden yere vurdu.
Hemen her sahnenin bir Hollywood yapımından aşırma olduğunu örnekleri ile ortaya koydu.

Bugün de Akif Beki 1453'ün filminin ipini çekti. Pazar günü filmi izleyen Akif Beki, duyduğu hayal kırıklıklığını "pazar akşamı sinemada bir biz vardık, bir de küffar. Kahramanımızın tasvirsiz halleri arada kaybolmuştu" eleştirisiyle dillendirdi.

Filmin senaryosunun "sığ" olduğunu belirten Beki, Fatih'i canlandıran oyuncudan da ortaya çıkartılan karakterden de tatmin olmamış.

YÜKSEK MALİYETLİ UCUZ FİLM

Filmin yüksek maliyetine rağmen "fakir" kaldığını gözlemleyen Akif Beki,
demiş ki;

"Tarihin repertuvarı da emin olunuz ki Fetih 1453'ün senaryosundan daha zengindir. Pazar akşamı filmi izlerken, bir kez daha hak verdim üstada.
Fetih filmi, kuru bir hamasete yaslamış sırtını. Yüksek maliyetine rağmen ucuz görünmekten kurtulamamış".

Cemil Meriç'in kitabındaki meşhur sözlere atıf yapan Akif Beki, filmle ilgili eleştirilerini şöyle sıralamış;

"Geçmiş, ihtişamla doludur. Ama bütün ihtişamı şu cümlelerden mi ibaret: "Kıtaları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar..." Fetih 1453'ün muhteşem mazisi, bu duygu seviyesini aşmıyor maalesef.

FATİH SİLİK KALMIŞ

Üstelik Fatih'imiz yeterince heybetli canlandırılmıyor. Savaş meydanının dehşetengiz ihtişamı karşısında cılız kalıyor Fatih karakteri. Yerli sinemanın yükselişinde yeni bir irtifa değil Fetih 1453. Büyük bir merhale, yeni bir aşama beklentisiyle izlemek hataydı belki de. Sonuç pek parlak olmadı.

Faruk Aksoy'un çabası takdiri de ilgiyi de hak ediyor elbette. Ama sinemada zevk sahibi izleyicinin beklentisini karşılamaktan uzak. Dedikleri gibi masraftan kaçınılmamış, kesenin ağzını açmış yapımcı, Sorun parada da değil lakin.
Para her zaman en iyisini satın alamıyor. En pahalı sinema filmimizin en zayıf yeri senaryosu. Set giderlerinden kısılıp harcamaların birazı senaryo geliştirme işine ayrılsaydı keşke.

SENARYO FUKARA
(...)
Şatafatlı cenk sahnelerinden geriye bu fukaralıkta bir senaryo kalıyor işte. Kast seçimini, oyunculuk sorunlarını, entrika yoksunluğunu, gerilim kurgulanamayışını, yan hikâyeciklerin zayıflığını saymıyorum daha.

(...) "Harcanan paraya yazık, çöpe atılmış" demek insafsızlık! Ortada ciddi bir emek, ciddi bütçeli bir prodüksiyon var.
Fakat pazar akşamı sinemada bir biz vardık, bir de küffar.
Kahramanımızın tasvirsiz halleri arada kaybolmuştu.

Yazının tamamı için tıklayın