Ahmet Türk'e evini kiralamak isteyen gazeteci

Taraf Gazetesi'nin haberine göre, ev kontratı iptal edilen Ahmet Türk'e,"Bir fakirhanem var, ilgilenirseniz buyrun!" diyerek sahip çıkan gazeteci kim?

Türker Alkan, Radikal Gazetesi'nde  bugün yayınlanan yazısında: "bir albayın baskısı" nedeniyle ev kontratı iptal edilen Ahmet Türk'e, "kiraya vermeyi düşünmediğim bir evim var. Mütevazı, boş bir fakirhane. Ankara'da, Batıkent gibi politikacıların pek itibar etmediği bir semtte. Ama Sayın Ahmet Türk ilgilenirse kendisine memnuniyetle kiraya verebilirim!" dedi.

İşte yazının tamamı:

Dünkü 'Taraf'tan moral bozucu bir haber: "Komşularının bayrak tacizi yüzünden yeni bir ev kiralayan Ahmet Türk, anlaştığı daireye taşınamadı. Yeni ev sahibi, bir albayın baskısına dayanamayıp kontratı iptal etti."
Haber doğru mu, yanlış mı, bilmiyorum. İçinde yaşadığımız ortamda yalan yanlış haberler yayılabilir. Fakat, eğer haber doğruysa, çok üzücü ve düşündürücüdür derim.
Şu ana kadar Kürtlerle Türklerin ne kadar kaynaştığının kanıtı olarak bir arada yaşamalarını gösterdik.
Şimdi bunun tam tersini mi kanıtlamaya çalışıyoruz?
Gittikçe bölünmeye, parçalanmaya yöneliyorsak, bu tür davranışların etkisi olduğunu unutmamalıyız.
Bu ülkede böylesi saçmalıklar yapılmazdı. Kimse komşusunun veya daire arkadaşının etnik kökeniyle ilgilenmezdi, Şimdilerde yaşamaya başladığımız şoven duygular sonucunda buraya kadar geldik!
'En büyük Kürt kenti İstanbul'dur deyip duruyoruz. Kaynaşabilsek bu iyi bir şey kuşkusuz. Fakat 'en büyük Kürt kenti' olmanın bedelini molotofkokteyli ile ödüyorsak bunun
hoş bir yanı kalmıyor.
Tabii sadece Ahmet Türk'e ev kiralanmasına karşı çıkan zihniyeti değil, Meclis'te sayın Türk'ü muhatap almayan anlayışı da eleştirmek gerekiyor.
Tamam, Ahmet Türk'ün ve DTP'nin (Demokratik Toplum Partisi) PKK'yı destekleyen
politikası yanlıştı, eleştirilmeliydi. Fakat, bu eleştirinin Türk'ün yüzüne karşı yapılması
daha doğru olurdu.
DTP'nin Meclis serüveninde her iki taraf da yanlışlar yaptı. Umarım bundan sonra daha
ayakları yere basan bir çizgi izlerler.
Kürt sorununun çözümünü salt hükümetten beklemek de yanlıştır sanıyorum.
Toplumsal yaşamın hemen her aşamasında bu sorunla karşılaşabiliriz: Ev sahibi kiracı, patron işçi, öğretmen öğrenci, bürokrat iş takipçisi... Bütün bu eşit olmayan ilişkilerde
her iki tarafın da hakkaniyet ölçüleri içinde davranması çözümün ilk ve en önemli koşuludur.
Ve bunlara ek olarak 'Türk Kürt dostluk derneği' gibi sivil toplum kuruluşları oluşturulamaz mı?
Evet, her şeyi devletten beklemeyelim!
Hazır konu açılmışken, kiraya vermeyi düşünmediğim bir evim var. Mütevazı, boş bir fakirhane. Ankara'da, Batıkent gibi politikacıların pek itibar etmedikleri bir semtte. Ama
sayın Ahmet Türk ilgilenirse kendisine memnuniyetle kiraya verebilirim!