Ahmet Sever olduğu iddia edilen yazar olay kitap için ne yazdı?
Cumhuriyet gazetesinde "Mustafa Halif" müstear ismiyle yazan "Muhalif" yazarın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanı Ahmet Sever olduğu iddia edilmişti.
Cumhuriyet gazetesinde "Mustafa Halif" müstear ismiyle yazan "Muhalif" yazarın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanı Ahmet Sever olduğu iddia edilmişti.
Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Takan, Yeniçağ gazetesindeki köşesinde "Abdullah Gül medyada bilinen Fehmi Koru'nun dışında kendisine yeni bir sözcülük kanalı açtı" yazmıştı.
Erdoğan'a yakın çevrelerinin iddiasına yer veren Takan yazısında, "Gül'ün yeni medya kanalı, ulusal ölçekli sol çizgideki bir gazetede Taha Kıvanç benzeri yazılar yazan mahlaslı biri. Bu isimde yazan da Gül'ün çok yakın bir danışmanı. Gül, bu isme kendi hakkında da kitap yazdırıyor" şeklindeki kulis bilgisini aktarmıştı.
Mustafa Halif'in gazetedeki ilk yazısı, "Gül ancak Başbakan olarak döner" başlığıyla yayımlanmıştı.
'BU İSMİN KİM OLDUĞUNA DAİR İKİ İHTİMAL VAR'
Milli Gazete'den Adnan Öksüz ise, Mustafa Halif'e dikkat çektiği yazısında, "Ankara'nın derin kulislerine göre bu ismin kim olduğuna dair iki ihtimal var; Ahmet Sever ya da Murat Sabuncu. Ahmet Sever, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Abdullah Gül'ün Başdanışmanı. Şu an boşta. Murat Sabuncu da 'yeni' Cumhuriyet'in mutfağındaki en önemli isimlerinden... Peki, sizin tahmininiz ne?" ifadelerini kullanmıştı.
'MÜSTEAR SEVER YAZAR'
Yenişafak gazetesinden Taner Korkmaz da Şubat ayında "Meğer ne çok severmiş de, haberimiz yokmuş!" başlıklı yazısında Cumhuriyet'teki Mustafa Halif'i yazdı. Cumhuriyet'in bu yazarla birlikte yüzünü Abdullah Gül'e çevirdiğini öne süren Korkmaz, Mustafa Halif için "Müstear sever yazar" yakıştırmasında bulundu.
MUSTAFA HALİF SEVER'İN KİTABI İÇİN NE YAZDI?
Cumhuriyet'in müstear isimli yazarı Mustafa Halif, "Gül
olmadı, Beyaz Türkler başka kapıya" başlıklı köşe
yazısında Ahmet Sever'in seçimden önce yayımlanması 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
tarafından istenmeyen ve hafta başı piyasaya çıkan kitabı
için "Aslında bildiğimiz ama en yakınındaki isimden
okuyarak emin olduğumuz hadiseler."
yazdı.
İşte Cumhuriyet'in MuHalif yazarının köşesinde anlattıkları:
AKP
İÇİNDE KİTABIN ARKASINDA DOĞAN VAR DÜŞÜNCESİ
YAYGIN
Kitapla ilgili iki cepheye kulak
verelim.
Önce AKP içi. Diyorlar ki, Erdoğan kitaba bozuldu ama bunu
hâlâ “Ahmet Sever kitabı” olarak görüyor. Onun da
arkasında Doğan Grubu var diye düşünüyor. (Star yazarı
Murat Çiçek de dün buna benzer cümleleri köşesinde
kurdu.) Kitabın Doğan Kitap’tan çıkması ilk söyleşinin grubun
Hürriyet gazetesine verilmesini de böyle okuyor. (Doğan Kitap’tan
çıkan hemen her kitap siparişle önce Hürriyet’te çıkar. Sanırım
bunu bilmiyorlar. (MH)
AKP’de bir de “zamanlama manidarcı”lar var ki
onlara her gün manidar. Seçimden önce yayımlansa “kitap
oyları düşürmek için” diyeceklerdi, şimdi
“partinin başına geçmek için” diyorlar.
Sahi Gül “partinin başına geçip liderlik yapar
mı?” Emin olun Beyaz Türkler uzun süre bunun için dua
ettiler. Hatta yüzde 40’lara inen seçim sonucundan sonra
“bu kez mutlaka” dediler.
GÜL'ÜN
4 GÜN SONRA YAPTIĞI HERKESİ İDARE EDEN
AÇIKLAMASI
Sonuç, danışmanının yazdığı,
söyleyemediklerini söyleyen kitap, eşi Hayrünissa
Hanım’ın hâlâ unutulmayan “intifada
başlatma” çıkışı ve dün Gül’ün 4 gün sonra yaptığı
“herkesi idare eden, Gül bildiğiniz
gibi” dedirten açıklama:
“... Bu kitabın hazırlığında
herhangi bir yönlendirmem veya müdahalem söz
konusu olmadığı gibi kitabın yazılmasına sıcak bakmadığımı
Ahmet Sever’e aktarmıştım. Kamuoyunun çok iyi bildiği
gibi benim inançlarımda ve dünya görüşümde
sansüre, baskıya yer yoktur. Kişilerin düşünce ve
ifade özgürlüğüne saygı en büyük hassasiyetlerimden
birisidir. Bunun bir gereği olarak danışmanım dahi olsa
kitap yazması ya da yazmaması şeklinde bir telkinim
olmaz. Bu sebeple hiç kimse bu kitaba farklı anlamlar
yüklememeli, buradan farklı siyasi sonuçlar
çıkarmamalıdır.”
GÜL'ÜN
MESAJI KİTABI YALANLAMIYOR
Bu açıklamaya ne demeli ki? Abdullah Gül
basılmadan kitabı gördü mü? Evet. Seçim sonrasına kalsın diye
istekte bulundu mu? “Evet.” Peki şimdi niye
“kitapla arasına mesafe” koyuyor? Dün bunu Gül’e
yakın isimlere sordum. Dediler ki: Gül’ün açıklamasında
kitaba yalanlama yok, daha ne olsun? 4 gün sonra açıklama yaptı,
çünkü “tabana mesaj vermesi gerekti.”
Sadece bu iki cümleyi alabildim
“yakınlardan”... Tabana mesaja takıldım. “İktidar
yanlısı kalemler” her geçen gün dozu arttırıyordu,
herhalde ondan diye düşündüm. Dün Star ve Akit işi Gül’ün
hastalığına kadar getirmişti. Abdüllatif Şener,
Erkan Mumcu göndermeleri ise “vakayi
adiyeden” olmuştu.
Gül dünkü açıklamayla “tabana kuvvet” verdi. Bunu
istediğiniz şekilde okuyabilirsiniz. İster er ya da geç partinin
başına geçeceğini düşünerek parti tabanının kendini yapılan
haberlerle yanlış anlamaması.
İster giderek artan belaltı vuruşların önünü kesmek için “olay
yerinden hızla uzaklaşması...” (kendini kurduğu vakfa
vermesi)
Son söz beyaz Türklere: Gül olmadı
başka kapıya...