Ahmet Kekeç'ten 'Yıldırım Baskı' yorumu geldi

Star yazarı Ahmet Kekeç bugün köşesine Sözcü'nün "yıldırım baskı"sını konu edindi ve Erdoğan'ın sözlerine tepki gösterenleri "Darbeyi Erdoğan değil, siz uyurken halk yaptı" diyerek eleştirdi.

GAZETECİLER.COM -

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın anayasal sınırları tartışmalarıyla ilgili, "İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir Anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir" demişti.

Erdoğan'ın "Türkiyenin yönetim şekli değiştiği" sözleri üzerine Sözcü gazetesi, "yıldırım baskı" yapmış ve "bütün yurtta vesayet ilan edildiğini belirterek" 'Tayyip Yönetime El Koydu' manşetiyle yayınlanmıştı.

Star yazarı Ahmet Kekeç bugün köşesine Sözcü'nün "yıldırım baskı"sını konu edindi ve Erdoğan'ın sözlerine tepki gösterenleri "Darbeyi Erdoğan değil, siz uyurken halk yaptı" diyerek eleştirdi.

İşte Kekeç'in köşesinde yazdıklarından dikkat çeken bir bölüm:

Bir gazetemiz erken baskı yapmış, Erdoğan’ın darbe yaptığını duyuruyor... Zengin adamlara garsonluk yapmakla övünen gazeteci ise darbe karşıtlarını “vaziyet almaya” çağırıyor. 

Bir kısım liberal hokkabaz da ortam kızıştırıyor tabii: “Ey darbe karşıtları, neredesiniz? Erdoğan darbe yaptı. Karşı çıkmayacak mısınız?” 

E-muhtırada susacaksınız; hatta “27 Nisan’ın muhtıra olduğunu söyleyeceğiz de, ötesini söylemeyecek miyiz?” diyerek e-muhtıraya destek çıkacaksınız... “Yargıçlar muhtırasında” susacaksınız... AK Parti’ye açılan kapatma davasında susacaksınız... Ergenekon melanetleri karşısında susacaksınız... Apaçık bir darbe girişimi olan Gezi’de susacaksınız... Paralel kalkışmada susacaksınız... Ama Erdoğan “Yönetim sistemi değişmiştir” deyince, bedavadan “darbe karşıtı” kesileceksiniz.

Erdoğan “darbe yaptım” demiyor... “Yönetim sistemi değişmiştir” diyor.

Değişmemiş midir?

Sistem, maaile desteklediğiniz 27 Nisan muhtırasından sonra değişti.

Bütün rezilliği ele alıp parlamentoya Cumhurbaşkanı seçtirmemiştiniz hani... “TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR” bayrağı altına postu serip, “Bu Meclis Cumhurbaşkanı seçerse, kesin darbe olur” diye ilgili yerlere sufle vermiştiniz.

Halka gidilmişti.

Halk da, “Bu meseleyi ben çözerim” demişti ve çözmüştü.

Bunun tarihi, 21 Ekim 2007’dir.

Birazcık gazeteci olun, fikri takip melekelerinizi geliştirin, 21 Ekim referandumuyla birlikte nelerin değişmiş olduğunu görün. Okurlarınızı da enayi yerine koymayın.

Hayır, elbette parlamenter sistem değişmedi. Parlamenter sistem eski işlevini yitirdi.

Değişen bu.

Buna yol açan da, Meclis’e cumhurbaşkanı seçtirmeyenlerdir. Bütün o e-muhtıracı, kolpacı, 367’ci taifesidir... 

Halk, şamar oğlanına çevirdiğiniz parlamenter sistemin onurunu kurtarmak için sandığa gitti ve “Meclis’te çevirdiğiniz ayak oyunlarından bıktık. Bundan sonra kimin Cumhurbaşkanı olacağına biz karar vereceğiz” dedi.

Bir anlamda parlamentonun işlevini azalttı, yükünü hafifletti. Denilebilirse, aynı zamanda parlamenter sistemi “tartışılır” hale getirdi. Dolayısıyla, sistem tartışmasının fitilini ateşledi. “Mis gibi parlamenter sistem varken bu değişiklik de nerden çıktı?” diye ağlaşanlar, bu soruyu öncelikle kendilerine sormalıdırlar. 

Evet, sistem değişmiştir.

Kaotik durumu da beraberinde getirmiştir

Hem seçilmiş Cumhurbaşkanı, hem seçilmiş hükümet olmaz.

Bu durum ileride (mutlaka) ciddi sıkıntılara yol açacaktır.

Bu (kaotik) durumu gidermek için de, sisteme bir ad bulmak gerekmektedir.

Buna ister Başkanlık sistemi deyin, ister yarı Başkanlık sistemi deyin, isterse güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı deyin... Hazım kapasitenize kalmış.