Ahmet Kekeç'ten Can Dündar'a: 'Çirkin Adamsın...'
"Bu yaşıma geldim, bin türlü ayak oyunuyla karşılaştım, yüzlerce gazeteci ahvaline tanık oldum... Senin gibisini görmedim."
GAZETECİLER.COM - Star yazarı Ahmet Kekeç, Cumhuriyet yazarı Can Dündar için çok sert bir yazı kaleme aldı. Bi bitmediniz gitti... başlıklı yazısında Kekeç, "çirkin" dediği Can Dündar için "Bu yaşıma geldim, bin türlü ayak oyunuyla karşılaştım, yüzlerce gazeteci ahvaline tanık oldum... Senin gibisini görmedim." dedi.
Kekeç, Can Dündar'ın Erdoğan'ı güneşe, Peygambere benzetiyorlar diyen yazısına sert tepki gösterdi ve isim vermeden, asıl diktatörün Atatürk olduğunu iddia etti.
İşte Kekeç'in yazısından çarpıcı bölümler:
"Çirkin bir adamsın... İdeolojik tavır alış, siyasi karşıtlık, hasımlık, muhaliflik, hepsine eyvallah... “Meşruiyet” çerçevesinde yapılan manipülasyona da eyvallah...
Biliyoruz basınınızın hallerini...
Güç odakları karşısında nasıl “kırılgan” olduğunuzu, hangi tankın peşinden seğirttiğinizi, nasıl manipülasyon yaptığınızı, habere nasıl takla attırdığınızı...
Hepsini biliyoruz.
Şanlı tarihiniz bunun sayısız örnekleriyle dolu.
Nasıl yalan söylediğinizi de biliyoruz
Bu ülkede “gazetecilik” biraz da böyle yapılıyor...
Bu durum pek de yadırganmıyor esasında, çoğu zaman meşru bile bulunabiliyor. Hatta tolere ediliyor. Sıkletiniz böyle çünkü... Ahvaliniz böyle. Dünyaya bakışınız böyle...
Fakat “pislik”, tolere edilebilecek bir basın faaliyeti değil.
Dolayısıyla çirkin bir adamsın Can Dündar.
Bu yaşıma geldim, bin türlü ayak oyunuyla karşılaştım, yüzlerce gazeteci ahvaline tanık oldum... Senin gibisini görmedim.
Benzerin yok. Refikin yok.
Bir benzerinin gelebilmesine imkân da yok.
Lidere tapınma âdetinden, başkanı güneşe benzeten methiyelerden söz ediyorsun da, hangi “liderler” ve “başkanlar” için bunun adet haline getirildiğini teferruata dökmüyorsun?
Neden?
Erdoğan’dan başka kime tapınmışlardı?
Kimi güneşe ve hâşâ Peygamber’e benzetmişlerdi?
En çok mersiyeyi hangi diktatöre yazılmışlardı?
Galiba totalitarizme de karşısın sen... “Totaliter rejimlerde vücudun, lidere aittir. Kürtaj ya da dövme yapıp yapamayacağına, kaç çocuk doğuracağına, içki ve sigara sınırına o karar verir”buyuruyorsun.
Şapka giymeyeni asanlardan hiç söz etmiyorsun...
Neden?
Bir Başbakan, “Vücuduna dövme yaptırma, cilt kanseri olursun” diyemezmiş. Derse diktatör olurmuş... Ama korsan genel kurulla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirmiş politikacılar, “Herkes şapka giyecek” diyebilir. Şapka giymeyeni İstiklal Mahkemesi’ne gönderebilir. İlerici, devrimci ve temyizsiz İstiklal Mahkemesi de bol keseden “idam cezası” kesebilir...
Bu uygulamanın adı “devrim” olur, sen de belgeselini yaparsın.
Efendim Hünkâr (yani Erdoğan) gelmiş, kullarının (yani AK Partililerin) hayır duasını almış, Sadrazamı (yani Davutoğlu’nu) tayin etmiş. Sonra da sarayına çekilmiş.
Peki, İsmet İnönü nasıl tayin edilmiş Can Dündar?
Rauf Orbay hangi demokratik mekanizmalardan çıkmış?
Recep Peker, Refik Saydam, Hasan Saka, Şükrü Saraçoğlu, Şemsettin Günaltay hangi delegelerden icazet almış?
Korsan genel kurulla kendisini Cumhurbaşkanı seçtirenler istedikleri kişiyi Başbakan olarak atayabilir, burada bir sorun yok, ama halkın yüzde 52’sinden oy almış meşru Cumhurbaşkanları delegeye tavsiyede bulunamaz... Bulunursa, “tek adam, tek lider yönetimi” olur.
Çirkin bir adamsın Can Dündar...
Hayır, “tek parti dönemini” gözden kaçırdığın, çok partili parlamenter sisteme yönelik eleştirilerini dikta rejimlerinden esirgediğin için değil... Böyle düşünen mebzul miktar zavallı var. Zavallılığın sonu yok.
Erdoğan’ın “Afedersiniz çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyenler oldu” sözünü bağlamından kopardığın ve “çok daha çirkin şeyler” ifadesiyle neyin ima edildiğini bile bile yazıya kalkıştığın için çirkinsin...
Bir de özür borcun vardı, yanlış hatırlamıyorsam.
Polisin Taksim’de “katliam hazırlığı” yaptığını, annelerin kucağından çocuklarının zorla alınıp götürüldüğünü, Ankara’da seyahatte bulunan oğlunun kayıp olduğunu ve İstanbul Valisinden yardım istediğini söylüyordun.
Bütün beyanların yalan çıktı...
Kendini TOMA’nın önüne atacaktın.
Bu da yalan çıktı...
Eski Türkiye bitti, yeni bir Türkiye kuruldu ama bi siz bitmediniz."