Ahmet Kekeç'ten Ahmet Hakan'a: Sahtekar da olsa paranı alır

Star Ahmet Kekeç'in hedefinde Ahmet Hakan vardı. Reza Zarrab'ın açtığı davayı kazanarak Ahmet Hakan'dan o parayı alacağını iddia eden Kekeç, bakın daha neler dedi?

Reza Zarrab'ın Ahmet Hakan'a açtığı 100 bin liralık dava medyanın gündeminde. Ahmet Hakan "sabırsızlıkla bekliyorum" dese de , Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç aynı fikirde değil.

Ahmet Kekeç, Ahmet Hakan'a "sahtekar da olsa paranı alır" diyor. Kekeç'in Ahmet Hakan'a sözleri bu kadar değil elbette.

Ahmet Arsan müstear ismiyle medyada bu özel hayatın afişe edilme durumunu ilk Ahmet Hakan'ın başlattığını iddia ediyor. Bakın daha neler diyor Ahmet Kekeç:

Sen adama "sahtekâr" diyeceksin, "hödük" diyeceksin, "namussuz" diyeceksin, "oruç yerkenki fotoğrafımı çekti" diyeceksin, bilumum küçük düşürücü lafları arka arkaya sıralayacaksın, sonra da "Beni mahkemeye verdi, 100 bin liramı alacak" diye ağlayacaksın.

Verir...

Paranı da alır...

Sahtekâr da olsa paranı alır...

Sıraladığın niteliklerin tümünü taşısa da paranı alır...

Efendim, mahkemede hesaplaşacakmış, çikolata kutularını hatırlatacakmış, İran evletinden "belge" isteyecekmiş, kendi sesinden itiraflarını mahkemede dinletecekmiş... Bu namussuz, sahtekâr ve alçağa haddini bildirecekmiş... Zaten bu fırsatı bekliyormuş...

Hiçbir şey yapamazsın...

Ettiğin hakaretleri tekrarladığın için cürümünü katlamış olursun...

Suçu basın yoluyla işledin...

Dolayısıyla ödeyeceğin parayı da "ikiye katlamış" olursun...

Böyle heyheyli celalli laflar ettiğine göre, belli ki bozulmuşsun...

Bozum olduğun için de Pensilvanya'nın tapelerini yardıma çağırıyorsun...

Pensilvanya'nın tapeleri başka...

Bu iş başka...

Küfrettin, bedelini ödeyeceksin...

Şimdi gelelim "Sen Allah mısın ey alçak" başlıklı tiradına...

Hiç kıvranma...

Bu kapıyı sen açtın...

Müstear ismin arkasına gizlenerek insanların özel halleriyle ilgilenme, bunu gazete sütunlarına taşıma ahlaksızlığını sen başlattın.

Kimin nerede oruç yediği, kimin ne içtiği, kimin hangi mekanlara takıldığı, kimin kiminle dost olduğu, kimin nerelerde eğleştiği yönündeki lüzumlu olmayan bilgiler ve bazı "mahrem durumlar" ilk senin aracılığınla faş edildi...

Bol bol da bel altı vuruş yaptın
tabii...

Mahkemeye verilince de, utanmadan, "Ahmet Arsan kimdir, bilmiyorum ki!" diye yalan söyledin.

Sana bu müstear ismi kazandırmakla övünen şahsın tanıklığına
başvuruldu...

O da aynı yalanı tekrarladı: "Ahmet Arsan kimdir, bilmiyorum ki!"

Biz biliyoruz...

Kamuoyu biliyor...

Ne tıynette bir adam olduğunu artık herkes biliyor!