Ahmet Kekeç
Hükümetin "yarı resmi basın sözcüsü" olduğu kimi çevrelerce iddia edilen gazeteden...
Milli güreşçi Rıza Kayaalp'e tepki gösterenler
haklıdır.
Bu sporcu terbiyesizlik
yapmıştır.
Dahası, suç işlemiştir.
Bu suçun adı, "nefret
suçu"dur.
Az önce okuduklarınızı Ahmet Kekeç'in bugünkü Star'da "İki aslan parçası" başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladık...
Yani...
Hükümetin "yarı resmi basın sözcüsü" olduğu kimi çevrelerce iddia edilen gazeteden...
Yani...
"Hükümete kayıtsız, şartsız destek verdiği" yine kimi çevrelerce savunulan bir köşe yazarının makalesinden...
Ama gördünüz işte...
Kendi sosyal paylaşım sitesinden neredeyse bütün Gezi Parkı protestocularına "ana - avrat düz giden" (bazı vatandaşlarımızı etnik kimlikleri üzerinden aşağılamasını hatırlamak bile istemiyoruz) ve sonra da Olimpiyatların açılışında bayrağımızı taşımakla görevlendirilen fiziki gücü kuvveti pek yerinde olmasına rağmen ahlâken infisah etmiş delikanlıyı eleştirenleri haklı buluyor Kekeç...
Hatta fiziği güçlü, edebi zayıf delikanlıyı eleştirenler için şunları da yazıyor:
Rıza Kayaalp'in Akdeniz Olimpiyatlarının açılışında, milli takımımızın bayrağını taşıması, haklı olarak Hürriyet gazetesi yazarlarının tepkisini çekti. Birbirinden müthiş yazılar yazdılar. Durumu anlatıp bir ayıbı teşhir ettiler. Üzüldük. Utandık. "Rıza Kayaalp çok ayıp etmiş" dedik Fakat, aynı zamanda haksız, maksatlı ve "kötü niyet ürünü" yazılardı bunlar. Meğer hükümet, "ettiği küfürlerin mükafatı" olarak bayrağı Rıza Kayaalp'e taşıtmış. Böyle yazdılar. Hiç utanmadılar.
Ve sonra "ama" diyor...
Bu defa kendi haklılığını pek güzel anlatan gerekçeler sıralıyor...
Bu arkadaşın yazısını okuyanlar şu sonucu çıkardılar: Rıza Kayaalp "gizli bir kararla" (muhtemelen hükümetin özendirmesiyle) internet ortamına salınıyor, oradan birilerine küfretmesi ve Ermeni vatandaşlarımızı aşağılaması sağlanıyor, bu işte muvaffak olduğu görülünce, "Gel bakalım buraya Rıza. Sen bu görevi hak ettin. Olimpiyatlarda milli takım kafilesinin bayrağını sen taşıyacaksın" deniyor. Bildiğimiz kadarıyla, bayrağı Rıza Kayaalp'e taşıtanlar, böyle bir suçun işlenmiş olduğu bilgisini gazetelerden öğrendiler.
Evet...
Aynen katıldığımız bir analiz bu...
Yani; edep fukarası delikanlının yaptıklarından hükümetin haberinin olmadığı gerçeği...
Zaten o delikanlıya bayrak taşıma görevi verilmemiş olsaydı da yazdıklarının kimsenin umurunda bile olmayacaktı...
Hani hep diyoruz ya...
"Be arkadaş!.. madem nalına vurdun; mıhına da vursana!"
Aynen öyle yapıyor Kekeç...
Ve kazanıyor...