Ahmet Kekeç sordu: Ne yani, Kılıçdaroğlu Müslüman değil mi?
İmamoğlu’nun 23 Nisan için çocuklara dağıttığı bir broşürde yer alan çizime Akşam yazarı Ahmet Kekeç de tepki gösterdi. "Üç kutsal dini ve kitabını biliyoruz da, “dördüncü kutsal din” olan Aleviliği söktüremedik!Nasıl bir dindir bu?Peygamberi kimdir?Kutsal kitabı (yani yazılı öğretisi)nedir? " diye soran Kekeç, kendisini asıl düşündürenin Kemal Kılıçdaroğlu’nun “pozisyonu” olduğunu söyledi.
İBB'nin hazırlattığı broşüre göre Aleviliğin “özerk” bir inanç ve İslamiyet dairesinin dışında olduğunu söyleyen Ahmet Kekeç, "Dolayısıyla, bir Alevi olarak Kılıçdaroğlu da İslamiyet dairesinin dışında. " dedi ve bu skandalın ortaya çıkmasından beri Kılıçdaroğlu'nu takip ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu'nun herhangi bir açıklama yapmadığını söyleyen Kekeç" “Hayır, kimin haddine Aleviliği İslam dışı göstermek?” demedi.Sadece sırıttı..." dedi.
Ne yani, Kılıçdaroğlu Müslüman değil mi?
Densizin biri (bu densiz İBB Başkanı mıdır, bürokratlar mıdır yoksa bürokratların görevlendirdiği bir ajans mıdır, bilemedim), ilkokul çocukları için bir broşür hazırlatıyor.
Broşürün tirajı 100 bin...
Çocuklarımız okuyacak, böylece, Ekrem İmamoğlu marifetiyle demokrasilerde “sandığın yeterli olmadığını” öğrenecekler.
Olmadı, sokağa çıkacaklar...
Broşürdeki “ilgili” sayfaya bakıyoruz.
Ne görüyoruz?
İki adet Abdullah... (Ressamın çiziminden ikisini de kolayca teşhis edebiliyorsunuz.)
İlki Abdullah Öcalan; kaş, göz, pos bıyık yerli yerinde...
İkincisi, süzme badem bıyığı, mütebessim çehresi ve George Coloney’den aparılmış saç tarama şekliyle Abdullah Gül...
Bu iki (“benzetilmiş”) Abdullah, azgın bir kalabalığın önünde “Başkan şaşırma, sabrımızı taşırma” diye slogan atarak yürüyor... Hayır, hem “benzetilmiş” Abdullah’lar, hem de azgın kalabalığı oluşturanlar çocuk değiller, hele 23 Nisan çocuğu hiç değiller, koca koca adamlar.
Buradaki “Başkan” kimdir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında biri midir?
İBB Başkanı olmadığına göre, muhayyel bir kişilik midir?
Bunu da bilemedik.
İBB Başkanı belli ki ilkokul çocuklarına “23 Nisan mesajı” veriyor.
Şunu demeye çalışıyor: “Demokrasilerde sandığın yeterli olmadığını artık biliyorsunuz. İcabı halinde Gezi nümayişinde olduğu gibi sokağa çıkabilir, sabrınızı taşıran Başkanla hesaplaşabilirsiniz.”
Hayır, abartmıyorum...
Bu tıynette, bu zihniyette adamlar bunlar...
Bitti mi?
Biter mi hiç? Asıl bombayı sona sakladım.
Broşürün “ilgili” (yahut “ilgisiz”) sayfalarından birinde dört (rakamla 4) “din adamı” resmedilmiş.
Resimlerin üzerinde temsil ettikleri “din”in ismi yazıyor.
Sırasıyla aktarıyorum:
İslamiyet, Hıristiyanlık, Alevilik, Yahudilik...
İBB Başkanı İmamoğlu burada, muhtemelen dinler (dört kutsal din) arasındaki ortaklığa yahut kardeşliğe vurgu yapıyor...
Fakat bir dakika!
Üç kutsal dini ve kitabını biliyoruz da, “dördüncü kutsal din” olan Aleviliği söktüremedik!
Nasıl bir dindir bu?
Peygamberi kimdir?
Kutsal kitabı (yani yazılı öğretisi) nedir?
Bu dinin müntesipleri dünyanın hangi eylem ve boylamında yaşamaktadır?
Bizim bildiğimiz “Alevilik” İslam dairesinin içindedir. Yani Aleviler (dinin ritüellerini yerine getirenler vardır, getirmeyenler vardır, tıpkı Sünnilerde olduğu gibi) Müslüman’dırlar...
Haa... “Alisiz Alevilik” gibi alçakça ve şerefsizce çalışma yürütenler, Aleviliği İslam dairesinin dışına çıkarmaya çalışan Alman köpekleri vardır; onların kim olduğunu ve nasıl bir çalışma yürüttüklerini biliyorsunuz. Aralarında bol miktarda CHP’li var... İsimlerine kısa bir Google taramasıyla ulaşabilirsiniz. (İBB yahut ajansı “Alisiz Alevilik” çalışmasının neresindedir? Bu konuda bizi temin etme görevi İBB’nin “terli” ve “sevimsiz” Başkanına düşüyor.)
Burada beni düşündüren Kemal Kılıçdaroğlu’nun “pozisyonu” oldu.
İBB Başkanı’na göre (daha doğrusu hazırlattığı broşüre göre) Alevilik “özerk” bir inanç ve İslamiyet dairesinin dışında.
Dolayısıyla, bir Alevi olarak Kılıçdaroğlu da İslamiyet dairesinin dışında.
Broşür skandalı ortaya çıktığı andan itibaren Kemal KIlıçdaroğlu’nun tepkilerini izliyorum
Bugüne kadar bir açıklama yapmadı. “Hayır, kimin haddine Aleviliği İslam dışı göstermek?” demedi.
Sırıttı...
Sadece sırıttı...
Sadece sırıtsa... “Terli” yamağı gibi, yalanlarına ve manipülasyonlarına devam etti.