Ahmet Kekeç dadından yinmez ama...
"Müsaade edin de, yargı kararını versin. Varsa bir usulsüzlük, sonra hep birlikte yüklenelim..."
ADNAN BERK
OKAN
Allah'ım "lânetli miyim?" ne?..
Yoksa ifadelerim kısır mı?..
Doğuramıyor mu?..
"Mana fukarası" mı?..
Neden anlatmak istediklerim anlaşılmak istenmeyenler oluyor?..
Meselâ Ahmet Kekeç...
Hükümete kayıtsız şartsız destek veren medya kesiminin "en dürüst, en vicdanlı" olanlarından biridir...
Ve ben...
En çok onu eleştirmişimdir...
Ne zaman?..
En hassas hukuk konularında bile "vurdumduymaz" olduğu zaman...
Ne zaman?..
Başarısız ve beceriksiz Kemal Kılıçdaroğlu'nun zaman zaman da olsa haklı olduğu durumlarda bile adamcağıza hiç acımadan vurduğu zaman...
Deniz Feneri davası tutuklularını savunuyor...
"Dürüstlüklerinden şüphem yok" diyor...
Kesin haklıdır...
Kesin, onun penceresinden o insanların "çok temiz" oldukları görünüyordur...
Ama...
Başka insanların pencerelerinden de başka "tutuklu" insanlar temiz görünüyor olamazlar mıydı?..
Oysa...
Ahmet Kekeç işte hep o "tutuklu" insanlara çaktı...
İşte hep o tutuklu insanların temiz olduklarına inandığı için onları "milletvekili adayı" yapan...
Ve...
Seçildikleri halde meclise kabul edilmeyişlerini eleştiren Kılıçdaroğlu'nu soktu çıkardı bir yerlere...
Ama bugün...
Deniz Feneri Tutukluları için şöyle diyor Ahmet:
"Müsaade edin de, yargı kararını versin. Varsa bir usulsüzlük, sonra hep birlikte yüklenelim..."
Haklısın Ahmet...
Ben de aylardır...
Yıllardır...
Ve hem de...
"Günahım kadar sevmediğim Tuncay Özkan" için bile işte tam da bunu, senin söylediğini söylüyorum ya...
"Müsaade edin de, yargı kararını versin. Varsa bir suçu, sonra hep birlikte yüklenelim..."
Ama ne sen bekledin Ahmet...
Ne mahalleli arkadaşların...
Adamları ve ailelerini perişan ettiniz...
Şimdi sıra sizin mahalledekilerin tutuklanmasına gelince:
"Müsaade edin de, yargı kararını versin"...
Ah be Ahmet!..
Müthiş kalemin kadar güzel vicdanın da olsa var ya...
Dadından yinmezsin...
adnanberkokan@gmail.com
Allah'ım "lânetli miyim?" ne?..
Yoksa ifadelerim kısır mı?..
Doğuramıyor mu?..
"Mana fukarası" mı?..
Neden anlatmak istediklerim anlaşılmak istenmeyenler oluyor?..
Medya Derneği, Deniz
Feneri tutuklularını savunan açıklamasının bir yerinde
şöyle diyor: "Bununla birlikte medya kuruluşlarının son gelişmeler karşısında gösterdikleri çifte standardın da mesleğimiz adına olumsuz bir gelişme olarak kaydedilmesi gerektiğini düşünüyoruz." İyi de be arkadaş... Bendeniz şu sitede, bütün tutuklu yargılamalar için "hele bekleyin, yargı bitsin" derken siz ne yapıyordunuz?.. Tutuklu gazetecilere "Suçlu" muamelesi yapmıyor muydunuz?.. Şimdi kendi kazdığınız kuyuya düştünüz... Şikâyet ettiğiniz (ki haklısınız) çifte standartın bin beterini tam 3 yıldır siz yapıyordunuz... Demek ki... "Eden bulur Dünyası bu dünya"... |
Hükümete kayıtsız şartsız destek veren medya kesiminin "en dürüst, en vicdanlı" olanlarından biridir...
Ve ben...
En çok onu eleştirmişimdir...
Ne zaman?..
En hassas hukuk konularında bile "vurdumduymaz" olduğu zaman...
Ne zaman?..
Başarısız ve beceriksiz Kemal Kılıçdaroğlu'nun zaman zaman da olsa haklı olduğu durumlarda bile adamcağıza hiç acımadan vurduğu zaman...
Deniz Feneri davası tutuklularını savunuyor...
"Dürüstlüklerinden şüphem yok" diyor...
Kesin haklıdır...
Kesin, onun penceresinden o insanların "çok temiz" oldukları görünüyordur...
Ama...
Başka insanların pencerelerinden de başka "tutuklu" insanlar temiz görünüyor olamazlar mıydı?..
Oysa...
Ahmet Kekeç işte hep o "tutuklu" insanlara çaktı...
İşte hep o tutuklu insanların temiz olduklarına inandığı için onları "milletvekili adayı" yapan...
Ve...
Seçildikleri halde meclise kabul edilmeyişlerini eleştiren Kılıçdaroğlu'nu soktu çıkardı bir yerlere...
Ama bugün...
Deniz Feneri Tutukluları için şöyle diyor Ahmet:
"Müsaade edin de, yargı kararını versin. Varsa bir usulsüzlük, sonra hep birlikte yüklenelim..."
Haklısın Ahmet...
Ben de aylardır...
Yıllardır...
Ve hem de...
"Günahım kadar sevmediğim Tuncay Özkan" için bile işte tam da bunu, senin söylediğini söylüyorum ya...
"Müsaade edin de, yargı kararını versin. Varsa bir suçu, sonra hep birlikte yüklenelim..."
Ama ne sen bekledin Ahmet...
Ne mahalleli arkadaşların...
Adamları ve ailelerini perişan ettiniz...
Şimdi sıra sizin mahalledekilerin tutuklanmasına gelince:
"Müsaade edin de, yargı kararını versin"...
Ah be Ahmet!..
Müthiş kalemin kadar güzel vicdanın da olsa var ya...
Dadından yinmezsin...
adnanberkokan@gmail.com