Ahmet Kekeç bizi 'enayi' yerine mi koyuyor?..
"Referandumun onaylanması durumunda, darbeciler eliyle anayasaya çakılmış 'geçici 15. madde' yürürlükten kalkmış olacak" deme...
Yapma be Ahmet (Kekeç)...
Etme be kardeş!...
Lütfen ciddiyetine, yansızlığına, saygınlığına gölge düşürme...
Ben de bu değişiklik paketine senin gibi diyeceklerden biriyim...
Gerekçelerimi de açıklayarak ilân ettim bunu...
Ama...
Sakın ola ki "Referandumun onaylanması durumunda, darbeciler eliyle anayasaya çakılmış 'geçici 15. madde' yürürlükten kalkmış olacak" deme...
Pardon...
Bizi enayi yerine koyan yoldaş! |
Dürüst olun... “Bu anayasa değişikliği bir şey getirmiyor” diye müşterinizi kandırmayın. Bu anayasa değişikliği çok şey getiriyor, siz de biliyorsunuz. Delikanlı gibi çıkıp deyin ki, “Referandumun kabul edilmesiyle birlikte hayatımızda çok mühim değişiklikler olacak ama biz yine de hayır oyu kullanmak istiyoruz...” Mesela, memura “toplu sözleşme hakkı” verilecek. Bir sosyal demokrat rüyasıdır bu... Siz başaramadınız, muarızlarınız başardı. “İş emek, özgürlük” diye atıp tutmasını biliyorsunuz. Bari müntesiplerinizi haberdar edin bu vetireden... İşçiye karşı “grev kırıcı numaralar” artık sökmeyecek. Çünkü grev hakkı “anayasal güvenceye” kavuşturuluyor... Bu da bir sosyal demokrat rüyasıdır. Statükoya taşeron yazılmış sarı sendikalarınız bundan hoşlanmayacak ama namus ve devrim borcunuzdur, bu gelişmeyi de duyurmak zorundasınız... Başka? Kurumlar, bürokrasi vesayetinden kurtulacak... Anayasa Mahkemesi ve HSYK çoğulcu bir yapıya kavuşturulacak. Kapalı devre “sen beni seç, ben seni seçeyim” durumları sona erecek. Cillop olacak... Bunu da “bu şekilde” duyurun. Bilsinler... Ahmet Kekeç'in yazısının tamamını |
De ama sadece "Yürürlükten" kalkacağını yargılamanın ise asla olmayacağını da söyle...
Yani gerçekten "Yalan" atan "Hayırcı"larla aynı kefede oturma...
Sen de onlar gibi "Yalancı" duruma düşme...
Çünkü...
1982 Anayasasının Geçici 15. Maddesi kaldırıldı diye Evren ve diğer darbeci generallerin yargılanmayacağını sen ve sizler de biliyorsunuz...
Çünkü...
Faşistlerin işledikleri suçta zaman aşımı 25 yıl...
Oysa üstünden geçmiş 30 yıl...
Deme ki, "Zaman aşımını arttıran bir kanun çıkarılır"...
Olmaazzz...
Çıkarılırsa da o Faşistler yine yargılanmaz...
Çünkü...
Kanunlar geri doğru yürümez...
Diyeceksin ki, "TMSF kanunları nasıl yürüyor?"
Bir "Çünkü" daha...
O dönemin hukukçu cumhurbaşkanı (A.N.S), "kamuoyu öyle istiyor" diyerek onayladı o çağdışı yasayı...
Hukuku ayaklar altına aldı yani...
"Hukuk, diye, hukuk diye, hukuku tepeledi yani"...
Amman ha!..
"Mevcut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de alıştı hukuku tepelemeye" deme...
Deme çünkü Sayın Gül, Faşist Kenan Evren'i Çankaya'da konuk edip ağırladıktan sonra zaman aşımıyla ilgili bir maddenin geri doğru işleyeceğine dair bir kanunu onaylamaz...
Kaldı ki...
Artık bireysel başvuruları bile (son değişiklikle) inceleyecek olan AM, öyle bir yasa meclisten geçip, sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylansa da mutlaka o maddenin iptali için AM'a başvuran biri çıkacaktır...
Ve...
AM, "Hukuk devleti" ilkesinin zedelenmiş olacağından bahisle başvuruyu esastan görüşür ve bozar...
"TMSF Kanununu neden bozmadı?" diye sorma...
Yine çünkü...
Muhalefet de kamuoyu baskısından korkarak mahkemeye başvurmadı...
Yani...
Devlet, meclis ve kamuoyu TMSF yasasında evrensel hukukun değil, zulmün yanında yer aldılar...
Neden mi?...
Hedefte Uzan Ailesi vardı da ondan...
Çünkü siyasal iktidara, medyanın büyük bir bölümüne ve hatta muhalefete göre Uzan Ailesi madem ki hukuk falan dinlememişti; o halde Meclis ve Devlet de hukuku dinlememe, hukukun ırzına geçme hakkına sahipti...
İşin fenası o dağbaşı kanunu bütün bankacı ve işadamlarına uygulandı...
Daha geçenlerde, bankasına ve şirketlerinin yönetimine TMSF tarafından el konulan bir gurupla sözleşme imzalandığı ve ödemelerde bir aksama olmadığı halde; gurubun borçlarını ödemeye en büyük katkıyı sağlayan Maya fabrikası icra yoluyla satıldı...
Hem de "bedava"...
Daha doğrusu, değerinin çok altında bir fiyatla...
Yani, o gurubun patronuna; "biz senin bu topraklarda iş yapmanı istemiyoruz" denildi...
O kadarla kalsa iyi...
Daha önce aynı guruba ait Burgaz Rakı fabrikasının piyasada tekel konumunda bulunan MEY Gurubuna satışını 4 kez iptal eden Rekabet Kurulu, bu kez aynı üyeleriyle, Burgaz Rakı'nın MEY Rakı'ya satılmasına izin verdi...
Normal şartlarda 200 milyon Dolar ödemeyi kabul eden MEY, Habertürk'ün yayınları, Fatih Ataylı'nın TMSF ve Rekabet Kurulu'nu tehdit etmesi sonucu sadece 65 milyona Dolara satın aldı Burgaz Rakı'yı...
Şimdi tam tekelleşecek...
Hem de rakı piyasasının % 95'ine sahip bir Tekel...
İyi de, TEKEL niye özelleştirildi?..
Yani sevgili Ahmet;
TPG (Texas Pacific Group) piyasadaki "En Güçlü, En Büyük" rakibine de sahip oldu...
Yani sevgili Ahmet;
Hem TMSF kaybetti...
Hem Burgaz'ın sahibi işadamı...
Kim kazandı peki?..
Elbette MEY kazandı...
Elbette MEY'in % 90'ına sahip TPG (Texas Pacific Group) kazandı...
Peki ne değişti de Rekabet Kurulu daha önce defalarca bozduğu bu satışa onay verd sevgili Ahmet?..
MEY aynı MEY...
Ney aynı ney...
Eller aynı...
Beyinler aynı...
Ne mi değişti?..
Söyleyeyim:
Rekabet Kurulu'nun üyelerinin vicdanları ve belki de cüzdanları (renk olarak elbette) değişti...
Sevgili Ahmet;
"Bunlardan bana ne?" deme sakın!..
Gerçek bir Hukuk Devleti istiyorsun/uz ya!..
Acaba " diyorum...
1982 Anayasasının Geçici 15. Maddesi'nin kaldırılması ve dönemin Faşist generallerine yargılanma yolunun açılması da yine TMSF için çıkarılan bir dağbaşı kanunuyla mı sağlanacak...
Eğer öyle yapılacaksa bil ki; "Evet" diyeceğim için söz verdiğim (benim Evet'im Faşist generallerin yargılanmalarını çok istediğim ve yargılanamayacaklarını bildiğim halde) bu değişiklik paketine "Hayır" demek için sabahın köründe sandık başına koşarım...
Yok Ahmet'çiğim yok...
Faşist generallerin yargılanmalarını engellemek için değil...
Hukukun ırzına geçilirken çetelecilerden biri olmamak için...
Yani sevgili Ahmet...
Gel kendin ol...
"Dürüst" ol...
"Samimi" ol...
"Doğru" yaz...
"Bu değişikliklerle 12 Eylül generalleri yargılanacak" yalanına sarılma...
Aksine; "12 Eylül generalleri yargılanmayacak olsalar da bu değişiklik Türkiye'nin geleceği için bir şanstır, fırsattır" demeye devam et çünkü o zaman halılığın daha "Temiz" olacaktır...
Benim gibi seni gerçekten seven dostların, ağabeylerin de seninle ilgili olumlu düşünceleri gözden geçirme ihtiyacını duymayacaklardır...
Gözlerinden öperim...
adnanberkokan@gmail.com