Ahmet Hakan'ın DTP'yle imtihanı!

Ahmet Hakan DTP'nin kapatılması sonrası ilginç bir ikilemin pençesine düşmüş adeta. Bir yandan 'Oh olsun' diyor bir yandan 'ama,acaba...' diyor.

GAZETECİLER.COM

Ahmet Hakan DTP'nin kapatılması sonrası ilginç bir ikilemin pençesine düşmüş adeta. Bir yandan 'Oh olsun' diyor bir yandan 'ama,acaba...' diyor.

BİR YANIM...
Deryada çalkanıyor... Parti kapatmaya alkış tutmak istemiyor... “Öyle ya da böyle DTP Kürtlerin yasal ve meşru temsilcisiydi, şimdi kim muhatap alınacak” sorusu beynimi kemiriyor...

Yeniden başa mı dönüyoruz diye kaygılarım artıyor... Siyaset zemini elden gittiğine göre hangi zeminde buluşulacak diyorum... Öcalan’ın sevincine ortak olmak istemiyorum... Bu gelişmenin PKK’nın işine gelmesinden hoşlanmıyorum... Umudun sönmesinden endişeleniyorum... “Oh oldu” diyenlerle kol kola girmek istemiyorum...

Bir fırsat kaçtı diye ah vah ediyorum... Siyaset yasaklarıyla nereye varılır diyorum... Meclis’in yerini “dağ” dedikleri uğursuz yerin almasını istemiyorum... Hasılı kelam: Bir yanım “Keşke böyle olmasaydı” diyor...

BİR YANIM...

Deryada çalkanıyor... AK Parti gibi şiddetle hiç işi olmamış bir partinin bile kapanmaktan kıl payı kurtulduğu bir hukuk sisteminde, şiddetle arasına mesafe koymaya pek tenezzül etmemiş DTP gibi bir partinin kapatılmamasının doğuracağı sonuçlara odaklanıyor... “Anayasa Mahkemesi’nin elinden bir şey gelmezdi” diyorum... DTP’nin günahlarını sayıp döküyorum... Emine Ayna’nın demeçlerini anımsıyorum... Ahmet Türk’ün “Taş atmak demokratik bir tepkidir” sözünün altını çiziyorum... Habur görüntülerini gözümün önüne getiriyorum... Sokaklarda polise taş atanları düşünüyorum... “Kapatın bizi... Kapatın bizi...” şeklinde verilen imalı mesajları düşünüyorum... Öcalan’a sarkıtılan selamlar aklıma geliyor... Hak ettiler diyorum... Hak ettiler diyorum...