Ahmet Hakan’ın 13 yıllık sırrı!
Fadime Şahin’in polis marifetiyle “derdest” edildiği o evin ünlü ve şer'i çapkınımız Hüseyin Üzmez’e ait olduğunu hiç söylemiyorsun Ahmet!…
GAZETECİLER.COM
Ahmet Hakan bugün bizleri 13 yıl öncesine götürüyor…
Refahyol Hükümeti dönemi…
Başbakan Erbakan, kamuya ait mevduatın, kamu
bankalarında ve tek bir hesapta toplanmasını istiyor…
Neden?..
Çünkü kamunun mevduatı özel bankalarda ve “sıfır
faizle” yatıyor kuzu kuzu…
Erbakan’ın yaptığı alenen özel sektör
düşmanlığı(!)…
İyi ama Müslüm Gündüz İle Fadime Şahin’in polis
marifetiyle “derdest” edildiği o evin ünlü ve şer'i
çapkınımız Hüseyin Üzmez’e ait olduğunu hiç söylemiyorsun
Ahmet!… A.B.O. |
Özel bankaların tatlı kârlarını tıraşlama operasyonu…
“Özel banka” dediysek hepsi değil haaa!..
Hepi topu en irilerinden ve dirilerinden iki, bilemediniz üçü…
Ve bir de yeni yetmelerden biri…
İşte o günlerde ortalık mürteci(!)den
geçilmiyor…
Elinizi sallasanız mürtecie çarpacak…
İşte o günlerden bir olayı anlatıyor Ahmet
Hakan…
Bakın nasıl…
Derken... Bir gün...
Dönemin birdenbire alevlenen “Eyvah! İrtica geliyor...”
propagandasında kabak, ilk önce “Aczmendiler”in başına patladı.
Polis “Aczmendi” avına çıktı.
Yakalandılar, gözaltına alındılar.
Polis, gözaltındaki “Aczmendiler”in görkemli saçlarını ve
sakallarını zorla kesiyordu...
Ben o zaman “dindarların sesi” olma iddiasındaki bir televizyon
kanalında haberlerin başındaki isimdim.
Savunmuştuk haber bültenlerinde “Aczmendiler”i.
Hatta Milos Forman’ın “Hair - Bırak Güneş İçeri Girsin” filminde
yer alan, “ceberut saç kesme” olayını anlatan bir bölüm koymuş ve
kendimizce “şık bir itiraz”da bulunmuştuk.
İçten içe şöyle düşünüyordum: “Bunlar da İslami çiçek
çocukları.”
* * *
İtiraf ediyorum:
Ben o zamanlar, bu adamlara mesafeli bir sempati ile bakardım.
Tamam...
Cahil bulurdum, nobran bulurdum falan...
Ama sonuçta kendilerine göre bir tarzları vardı ve ben bu tarza
polis marifetiyle hunharca müdahale edilmesini içime
sindirmezdim.
Ama bu kanaatimi değiştiren bir olay oldu.
Türkiye’yi sarsan bir olay...
* * *
Bir gece yarısı hem bizim haber merkezine, hem de
bütün haber merkezlerine “şok” görüntüler düştü.
İstanbul’da bir apartman dairesinde Müslüm Gündüz, yarı çıplak
vaziyette bir kadınla hemhal olmak üzere iken polisler tarafından
basılıyordu.
Önde telsizli polisler, arkada onlarca kamera...
Müslüm Gündüz ne yapacağını bilemez haldeydi.
Odadaki kadının kim olduğu belli olmuyordu.
Elleriyle yüzünü kapatmıştı...
Ahmet Hakan’ın yazısının tamamını okumak için