Ahmet Hakan'ı ciddi yazdığından beri okurum
Hıncal Abi benim için uzaktan öğretimdir. Okumazsam mutsuz olurum. Ahmet Hakan'ı ciddi yazmaya başladığı günden beri okuruyum.
Gazete Habertürk'ün Haber Koordinatörü ve köşe yazarı Özay Şendir ile aşka ve gazeteciliğe dair Habertürk'ten Elif Key'e değerlendirmelerde bulundu. Okuduğu köşe yazarlarını ve neden onları okuduğunu açıkladı...
Başbakan Erdoğan'la dört kıtayı gezmenize, Brüksel'de
Avrupa Birliği eğitimi almanıza rağmen neden siyaset
yazmıyorsunuz?
Ne magazin yazarıyım ne de siyaset. Siyaset figürlerini de magazin
figürlerini de sadece insan olarak değerlendirmeye çalışan bir
noktadayım. Nüfus kağıdında Kasımpaşa yazan biri olarak, Başbakan
Erdoğan ile Darfur'da havaya sidik kokusunun karıştığı mülteci
kamplarını da gezdim, Beyaz Saray'ı da. Merv adını hiç duydunuz mu
bilmem? Türkmenistan'da zamanın donduğu bir şehir orası. Eski İpek
Yolu'nun tam ortasında. Orada yemekler hâlâ pamuk yağı ile
pişiriliyor. Oralara gidip dolaşınca, yaşamlara tanıklık edince
hayata
daha farklı bir gözle bakmaya başlıyorsunuz.
KAFAM KARIŞIK ZİRA
Gazete Habertürk'ün “aşk yazarı” siz misiniz?
Buna okur karar verir ama böyle gözüküyorsa bundan da onur duyarım.
Aslında aşk konusunda kafası karışık bir adamım. Kafam karışık,
zira Mutlu Aşk Yoktur'u yazan Aragon ile karısı Elsa'nın hikayesini
biliyorum. Nazım hayatına giren hangi kadını daha çok sevdi ya
da Galina terk edilmeyi gerektirecek ne yaptı? Vera Nazım'a gitmek
için eşini terk etti, ama buna rağmen Nazım neden ölmeden önceki
gece “Çok mecbur kalırsan benden sonra evlen ama ona dönme” dedi?
“Aşka dair her şeyi biliyorum, çözdüm” diyen yalancıdır.
TEMCİT PİLAVI PİŞİRMEK
Medyadaki en feminist erkek yazar siz olabilir
misiniz?
Geçen yaz İlhan Selçuk Emine Erdoğan'ı kıyafetinden dolayı
kimliksiz ilan eden bir yazı kaleme aldı. Buna haberturk.com da tüm
gücümle itiraz ettim. Bu ülkede Ilıcaklar'ın Tercüman'ı Bülent
Ecevit'i Rahşan Ecevit'in kıyafetleri üzerinden eleştirdi. O zaman
yıl 1978'di. 2008'de Başbakan'ı eşinin kıyafeti üzerinden
eleştirmek ve daha vahimi kıyafet eleştirisi yüzünden bir kadını
kimliksiz ilan etmek bana göre kabul edilebilir bir şey değil.
Kadın ister mini etek giyer ister tesettüre girer. Çok rahatsız
oluyorsan kıyafetini ya da zevkini eleştirebilirsin ama kimliksiz
ilan edemezsin.
Kadınların en çok hangi yönünü seviyor, en çok hangi
özelliğine sinirleniyorsunuz?
Kadınların en sevdiğim yanı yürekleridir. Sinirlendiğim yönleriyse
temcit pilavı pişirme özellikleridir. Yıllar önce bir ihanet
vakasında devreye girmiştim. Adam yaptığından gerçekten pişmandı.
Uzun uğraşlar sonucu sorunu hallettik, ikinci gün teşekkür için
yemeğe çağırdılar. Masaya oturduk, arkadaşım biraz da laf
olsun diye “Yemeğin tuzu mu eksik canım” dedi. Aldığı cevap “Git o
zaman o kaltak sana yemek yapsın” oldu. Çok sinirlendim.
Affettiysen bunu ikinci gece adamın önüne koyma!
Haklsınız da kadının canı yanmış belli ki...
Haklı olmak ile haklı kalmak arasında fark vardır. Bu hatayı zaman
zaman hepimiz yapıyoruz. Haklısın ve tepkinle haklı kalmayı
becermek lazım. Tamam ihanetin affedilip affedilmemesi üzerinde
düşünülmesi gereken bir konu.
Onu tartışmıyorum ama affediyorsan artık temcit pilavı gibi bunu
adamın önüne koymayı bırakmak lazım..
KENDİNİ TATLIYA BOĞAN BİR ADAMIM
Babalar ve kızları konusunda da hassassınız...
Bu ilişkinin derinliğini Altaylı'nın Zezo'ya olan düşkünlüğünü
görünce fark
ettim. Belki küçük bir ayrıntı ama, babalar oğullarının hangi
dondurmayı sevdiğini hatırlamaz, kızlarınınkini hatırlar. Bir erkek
hayatı boyunca birlikte olduğu her kadına ihanet edebilir ama
kızına asla etmez.
Köşenizden yönelttiğiniz bir soruyu size sorsam, “Geçmişte
bir adamı çok sevmiş bir kadınla mı? Yoksa 20 değişik adamla kısa
kısa ilişkiler yaşamış bir kadınla mı olmayı tercih
edersiniz”?
Bayağı zor bir soru bu. Bunu yazarken erkeklerin kadınların
bedenine dokunan el sayısına önem verdiklerini ve bunu
kıskandıklarını, yüreklerine hiç bakmadıklarını vurgulamak
istemiştim. Sanırım burada karşımdaki kadının kişiliğini bilmeye ve
geçmişte bir adamı çok sevmiş kadının durumuna dair ayrıntılara
ihtiyacım var. Kadınlar ilişkilerde erkekler kadar maymun iştahlı
değildir. Eğer kadın bir ilişkiden vazgeçiyorsa, kafasında ve
yüreğinde o adamı bitirmiştir. 20 değişik adamla kısa ilişkiler
yaşamış kadına ne bir ön yargıyla bakarım ne de onu bir kalıba
sokarım.
Erkeğin kalbine giden yol hakikaten mideden mi geçer? Zira
sizin Sabah'taki fotoğraflarınızla, Habertürk'teki fotoğraflarınızı
karşılaştırdığımda biraz kilo aldığınızı düşündüm. Eşiniz çok güzel
yemekler mi yapıyor, yoksa çok güzel sipariş veren bir çift
misiniz?
Kilo aldığım doğru, ama bu yemekten çok stres kaynaklı bir durum
galiba.
Habertürk'ün hem bekleme hem de doğum süreci oldukça stresli oldu.
Öyle durumlarda kendini tatlıya boğan bir adamım. Gece dişim
ağrısın ağrı kesici alır yatarım, tatlı krizim tutsun hiç üşenmem
açık bir yer mutlaka bulurum.
“İNSANLIK KONTENJANINDAN AHMET ALTAN'I
OKUYORUM”
Habertürk'ten başka neler okuyorsunuz? Hangi köşe
yazarlarını takip ediyorsunuz?
Hıncal Abi benim için uzaktan öğretim gibidir. Okumazsam mutsuz
olurum. Magazin polemiklerini sevmediğim Ahmet Hakan'ı daha ciddi
yazmaya başladığı günden beri okuruyum. Rahmetli Reha Mağden'in
sevgili ve medya tarafından tek başına bırakılmış eşi Rana Mağden
Taraf'ta çalıştığı sürece Ahmet Altan'ı insanlık kontenjanından
okuyacağım. Birand ya da Çandar'ı o gün yazdıklarına göre okuyorum.
Şamil Tayyar ve Oray'ın köşesine bakarım. Ankara'dan en çok Yavuz
Donat gerektiğinde Fikret Bila ve Murat Yetkin'in köşesi
önceliğimdir.
Siyaset ya da grup yazıları yazmayıp da insan yazdığı zaman
Ertuğrul Özkök de okunacaklar listemdedir. Başlığına göre bazen
Reha Muhtar bazen Selahattin Duman.