Ahmet Hakan'dan 'şort' yorumu!
Merkez medya'nın sabıkalarını sıralayan Ahmet Hakan, ardından "ama durun bir dakika" dedi ve ilginç bir dizi durum tespiti yaptı.
İşte Akit gazetesi yazarlarından Hüseyin Üzmez'i anımsatan Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısından çarpıcı bir bölüm:
Merkez medyamız sabıkalıdır.
Keçisi çalınan müftü olayını, "Müftü keçi çaldı"
haberine çevirmek gibi bir geleneği vardır merkez
medyamızın.
Sabıkası hakikaten çoktur.
Hangi birini sayayım?
- Orta mektepte namaz kılan çocukların fotoğrafları
çekilip "Yetkililer uyuyor mu?" haberleri yapılmıştır
mesela...
- Süleymancı yurtları "irtica odağı" gibi
gösterilmiştir mesela...
- Uydurma olduğu her halinden belli olan sersem bir metni,
"İşte kuran kurslarında ürperten yemin" diye
manşete çekmekte hiç tereddüt edilmemiştir mesela...
- "Oruç tutmayana dayak" türü haberleri allayıp
pullamaya hep meraklı olunmuştur mesela...
- Refah Partisi'nin İstanbul Belediyesi'ni kazandığı günlerde
"Belediye otobüslerinde mini etekli kızlara saldırılar
başladı" türü haberler yapılmıştır mesela...
- Refah Partisi'nin Ankara Belediyesi'ni kazandığı gün
"Ankara da düştü" başlığı atılmıştır mesela...
- "İrtica geliyor" başlığına uygun düşecek
haberler için haberciliğin evrensel kurallarını işletmemek kural
olmuştur mesela...
- "Minyeli Abdullah" adlı kitap, resmen savcılara
ihbar edilmiş, kitabın toplatılması sağlanmıştır mesela...
- Konu "irtica" ise mazlumun değil hep zalimin
yanında yer alınmıştır mesela...
MUHAFAZAKAR MEDYA
ŞERBETLENDİ
Merkez medyanın bu tutumu, muhafazakâr kesimde "Bu
haberlerin alayı yalan, alayı uydurma..." anlayışını
geliştirdi.
Bir "şerbetlenme" söz konusu oldu yani...
O kadar ki...
Muhafazakâr kesimde ahlaksızca işler yapanlar bile kendi
kitlelerinin bu "şerbetlenme" durumundan
fazlasıyla yararlandılar.
Mesela...
Küçük bir kız çocuğuna tasallut ettiği mahkeme tarafından saptanan
adam bile, "Bu haberlerin alayı yalan, alayı uydurma,
zındıklara mı inanıyorsunuz?" diyerek
"şerbetlenme" durumuna sığınmaya çalıştı.
* * *
Ama durun bir dakika!
Muhafazakârlar bugün
"Haklarında uydurma haber yapılarak yıpratılacak" bir konumda
değiller ki...
- Polis onların ellerinde...
- Zabıta onların ellerinde...
- Karakollar onların ellerinde...
- Belediye otobüsleri onların ellerinde...
- Gazetelerinin sayısı merkez medyadaki gazetelerin sayısını resmen
sollamış durumda.
- Televizyonlarının sayısını ise bilen yok.
- Kaldı ki "eski merkez medya" falan da
kalmamış.
- Bir normalleşme olmuş.
- Birkaç marjinal yayını saymazsak "düşmanca"
davranan da yok.
Kısacası...
"Yeni bir Türkiye" doğmuş durumda.
Yani "Alayı yalan, alayı uydurma, alayı bize karşı" yaklaşımını
sürdürmeyi gerektirecek bir durum yok ortada.
Ama buna rağmen...
Muhafazakâr medya "Alayı yalan, alayı uydurma, alayı bize karşı"
demekte ısrar ediyor.
Ahmet Hakan'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.