Ahmet Hakan'dan hükümete 12 Eylül sorgusu
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugün hükümete açıktan ve sert bir tonda çakmış. Hakan hükümete 'Siz kimi kandırıyorsunuz?' diye soruyor.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugün hükümete açıktan ve sert bir tonda çakmış. Yaklaşan referandum öncesi hükümetin 'darbelerle hesaplaşacağız' söylemini masaya yatıran Hakan 'Kenan Evren'i Çankaya'da ağırlayanlar mı 12 Eylül'den hesap soracak? Siz kimi kandırıyorsunuz?' diye soruyor.
REFERANDUMDA “Evet” diyecekmişiz...
Ve böylece 12 Eylül darbecilerinden biraz gecikmiş de olsa şöyle okkalı bir intikam alacakmışız.
Çünkü...
Anayasa değişikliğine “Evet” dersek...
28 Şubat generallerini unutmuşsun! |
El insaf be
Ahmet!.. Türkiye'nin son 15 yılını çalan asıl darbecileri unutmuşsun!.. Patronun Aydın Doğan'a, bu ülkenin başbakanını eli cebinde bahçıvan kıyafetiyle karşılama gücünü veren gerçek darbecileri hatırlayamamışsın... 28 Şubatçılardan söz ediyorum... Kenan Evren ve paşaları dahil Son 30 yılda hiç bir askeri kadro, 28 Şubat generalleri kadar yargılanıp mahkûm olmayı ve ömürlerinin kalan bölümlerini dört duvar arasında geçirmeyi hak etmemişlerdi... Yaşar Büyükanıt da tabii ki yargılanmalıydı ve halen de yargılanabilir ama... 28 Şubatın Faşist generallerini ve ülke ekonomisinin yağmalatılmasını unutmuş olmanı anlayamadım... Hani olur ama bu kadar olmaz!.. Ne mi olmaz?.. Bir yazar patronunun suçlarını gizleyebilmek için bu kadar da; "hafıza" diyorum... "Nisyan" diyorum.... "Malûl olmaz" diyorum... Adnan Berk Okan |
12 Eylül’ü yapanlara yargı yolu açılacakmış.
Bunu söyleyenlere sadece şunu demek isterim:
Siz kimi kandırıyorsunuz?
* * *
Ne yani?
“Evet” dersek...
Marmaris’te mukim Kenan Evren’i Silivri zindanına mı
tıkacaksınız?
Yaşı küçülterek idam edilen çocuğun hesabını mı soracaksınız?
Mamak zindanlarında işkence yapanların yakasına mı
yapışacaksınız?
Diyarbakır Cezaevi’ni zulmün odağı haline getirenlere “şimdi hesap
vakti” mi diyeceksiniz?
Onca sürgünün, onca idamın, onca zulmün sorumlularının peşine mi
düşeceksiniz?
Hayır... Hayır...
Bunların hiçbirini yapmayacaksınız.
Çünkü...
“Müruru zaman” devreye girecek...
Yani zamanaşımı...
12 Eylül’ü yapanları köşklerinde ağırlayanların, işin bu
“zamanaşımı”na zerre kadar dikkat kesilmediklerini sanacak kadar
enayi miyiz biz?
* * *
İşin uzmanına sorulacak:
“Ey uzman! 12 Eylül’le ilgili dokunulmazlığı kaldırırsak Kenan
Evren’e dokunulmasına imkan tanımış olur muyuz?”
Uzman yanıtlayacak:
“Hayır, efendim. Dokunulmaz... Müruru zaman söz konusu.”
Ve bu cevap alındıktan sonra da karar verilecek:
“O zaman çıkaralım Anayasa’dan o maddeyi... Hadi hayırlı
olsun.”
Bu mudur yani cesur adım?
Bununla mı avlayacaksınız bizi?
* * *
Eğer, “Biz ne yapalım dostum... Zaman aşmış... Bunda bizim ne
kabahatimiz var” diyorsanız...
O zaman size “zamanı aşmamış” bir hedeften bahsedeyim:
Eğer darbecilerle hesaplaşmakta samimi iseniz... Hükümetinize
“e-muhtıra” veren ve ardından Dolmabahçe’de iki buçuk saat baş başa
görüşerek sakinleştirdiğiniz emekli paşa işte orada duruyor...
Üstelik “Muhtıra metnini ben yazdım, var mı diyeceğiniz” diyerek
meydan okumalı bir itirafta da bulunmuş durumda...
Buyurun, hadi yapışın yakasına!