Ahmet Hakan'dan Ekrem İmamoğlu'na: Haklısınız ama lütfen insaf edin
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşesinden İBB Başkanı İmamoğlu'na tatil eleştirilerine verdiği cevap üzerinden seslendi. Hakan, "Kimsenin size “Deprem oldu diye sabah akşam ağla” dediği yok ki... Sizden sadece günlerinizi birazcık ağırlaştırmanız bekleniyor, o kadar." dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem bölgesinden Erzurum'a ailesi ile birlikte tatile gitti. Bu hareketi ile eleştirilerin hedefi haline gelen İmamoğlu, dün Abdülkadir Selvi'ye yaptığı açıklamada "Ben çocuklarımla hayat boyu siyaseti paylaşmayan bir kişi olacağım. Çünkü siyaset bu, her an bitebilir. Benim yaşama bakışım bu. Burada yapılmış hiçbir hata yok." dedi.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da İmamoğlu'na Selvi'ye yaptığı açıklamalar üzerinden seslendi. İşte Hakan'ın çok konuşulacak bugünkü yazısı:
HAKLISINIZ EKREM BEY AMA LÜTFEN İNSAF EDİN
Ekrem İmamoğlu, Abdulkadir Selvi’ye yaptığı açıklamada...
“Ailem benim kutsalımdır” diyor.
*
Ben de diyorum ki...
*
Haklısınız... Aileniz tabii ki sizin kutsalınızdır Ekrem Bey.
*
Ama insaf edin.
Size kim ailenize zaman ayırdığınız için herhangi bir şey söyledi
ki... Tabii ki sabah akşam siyasetle uğraşıp ailenizi ihmal
etmeyeceksiniz. Tabii ki İstanbul gibi zor bir şehri yönetseniz de
ailenize zaman ayıracaksınız. Bunlara aklı başında kimin bir
itirazı olabilir ki? Size söylenen şey bu değil ki!
*
Ekrem İmamoğlu, Abdulkadir Selvi’ye yaptığı açıklamada...
“Siyaseti kutsalmış gibi yaşamın ana merkezine oturtmam” diyor.
*
Ben de diyorum ki...
*
Haklısınız... Siyaset kutsalmış gibi ana merkeze oturtulmaz Ekrem Bey.
*
Ama insaf edin.
Siyaset, siyasetçiye belli sorumluluklar yüklemeyecek mi? Ne yani? Makamlar yükseldikçe sorumlulukların da arttığını kabul etmeyecek miyiz? Ulusun tasasıyla tasalanmak, tasaya ortak olmak, tasayı yaşamak... Siyasetçi sorumluluklarına dahil değil mi? Siyaset, bunlardan bağımsız düşünülebilir mi?
*
Ekrem İmamoğlu, Abdulkadir Selvi’ye yaptığı açıklamada...
“Bir kutlama, bir eğlence yapmıyorum” diyor.
*
Ben de diyorum ki...
*
Haklısınız... Tabii ki zil takıp oynayarak bir eğlence yapmıyorsunuz Ekrem Bey.
*
Ama insaf edin Ekrem Bey...
Kayak da sonuçta keyifle ilişkilendirilen bir olgu değil midir? Sporun yanı sıra bir kış eğlencesi olma özelliği yok mu kayağın? Eğlence ille de davul zurnayla mı olur? Ayrıca Ekrem Bey, kimsenin size “Deprem oldu diye sabah akşam ağla” dediği yok ki... Sizden sadece günlerinizi birazcık ağırlaştırmanız bekleniyor, o kadar.
*
Ekrem İmamoğlu, Abdulkadir Selvi’ye yaptığı açıklamada...
“Üç gün boyunca kayak yapmam, acıyı hissetmiyorum anlamına gelmez” diyor.
*
Ben de diyorum ki...
*
Haklısınız... Tabii ki acıyı hissediyorsunuzdur, kuşkum yok.
*
Ama insaf edin Ekrem Bey...
Mesele acı mıdır, his midir? Siz üç-beş yıldır kesintisiz görev yapmış, ailesine vakit ayırmaya fırsat bulamamış, tatilden epey uzak kalmış bir belediye başkanı değilsiniz ki... “Kaybedecek bir saniyemiz yok” demişken... Seçilir seçilmez Kıbrıs’a gittiniz, ardından Bodrum’a gittiniz... Yani tatile susamış bir haliniz yok. İnsanlar acıdan/histen ziyade biraz da buna bakarak konuşuyorlar Ekrem Bey.