Ahmet Hakan'dan 90'lı yıllara dönüş uyarısı

Ahmet Hakan'dan sokakta ve medyada yükselen 13 asker öfkesine çarpıcı bir uyarı geldi: Aman 90’lara dönmeyelim!

GAZETECİLER.COM
Günün 'terör' temalı çarpıcı yazılarından biri de Ahmet Hakan'dan geldi. Hakan, olan biten karşısında duyduğu en büyük kaygının 1990'lı yıllara geri dönmek olduğunu söylerken 'aman dikkat!' diye uyarıyor.

Bölgede şiddetin zirve yaptığı 90'lı yıllarda yaşananları özetleyen Hakan, bunun sadece bölgeyi değil bitin ülkeyi karanlık bir iklime sürüklediğini hatırlattı. Terör ve ardından gelişen öfkenin yıkıcı bir kısır döngü ürettiğini söyleyen Hürriyet yazarı "Aman 90’lara dönmeyelim" diyere başladığı yazısında şöyle devam ediyor:

"90’larda olaylar şöyle cereyan ederdi:

-  PKK köy bastıkça, güvenlik politikalarına abanılırdı.
-  PKK şiddeti tırmandırdıkça, özel harekât timleri harekete geçirilirdi.
-  Hafif bir sessizlik oluştuğunda, Güneydoğu’da köyler boşaltılırdı.
-  Şehit haberleri geldikçe, siyasiler “Bunlar teröristlerin son çırpınışları” türünde açıklamalar yaparlardı.
-  Şehitler verildikçe, hiç kimsenin aklının ucundan bile “komutanların hataları” falan diye bir konu geçmezdi, geçemezdi.
-  Şehitler için cenaze törenleri düzenlendiğinde, sadece ve sadece intikam sesleri yükselirdi.
-  Şehitler verildikçe, şehit anneleri “Bir evladımı verdim, ikincisini de vermeye hazırım” derlerdi.
-  Türkler yaşanan kıyımlar karşısında öfkelendikçe, devlet Kürtlerin ifade özgürlüğünü kısıtlayarak yükselen öfkeyi dindirmeye çalışırdı.
-  PKK ile mücadelede başarı sağlanamayınca, Meclis’teki birkaç Kürt milletvekili kafalarından bastırılarak Meclis’ten atılırdı.
* * *
90’ları anlatmaya devam ediyorum:
-  “Teröristi ininde vuracağız / Askerimizin kanı yerde kalmayacak / Bir avuç çapulcuya göz açtırmayacağız / Hepsini haklayacağız / Akıttıkları kanda boğacağız” türü cümleler, o günlerin en çok işitilen cümleleriydi.
-  “Farklı bir yöntem izlense daha iyi mi olur acaba?” gibi cümleler kuranlara “hain” denirdi.
-  “Bu iş güvenlik politikalarıyla çözülmez” diyenlere “PKK yardakçısı” sıfatı yapıştırıldı.
-  “Terörist ile vatandaşı birbirine karıştırmayalım” cümlesini sarf etmek bile başlı başına önemli sayılırdı.
-  “Faili meçhul cinayetler”, “köy boşaltmalar”, “hukuk dışına çıkan güvenlik görevlileri” gibi konulara ucundan kıyısından dalmak bile olağanüstü risk almak anlamına gelirdi.
* * *
Kısacası 90’ların şöyle bir kısırdöngüsü vardı:
BİR: Terörün azması...
İKİ: Öfkenin patlaması...
ÜÇ: Azan terörü durdurmak, patlayan öfkeyi dindirmek maksadıyla askerin demir yumruğunu tüm bölgenin üzerine indirmesi...
DÖRT: Demir yumruğun bölgenin üzerine inmesiyle birlikte dağa çıkış trafiğinin de hız kazanması.
BEŞ: En sonunda en başa dönülerek terörün yeniden azması, öfkenin yeniden patlaması...
* * *
2000’lerde bu “kısırdöngü”yü ortadan kaldıracak bir ortam doğdu.
“İyi-kötü” adımlar atıldı.
“İki ileri, bir geri” de olsa açılımlar yapıldı.
Ama sonunda geldiğimiz nokta maalesef, “Kalleş pusu: 13 askerimiz şehit” noktası oldu.
Şimdi bakıyorum etrafımdakilere...
Şimdi bakıyorum siyasilerin ağızlarına...
Şimdi bakıyorum ülkenin Batı taraflarındaki gözlere...
Hepsinde bir “90’lara dönüş özlemi” görüyorum.
Şimdi herkes...
PKK şiddetinin beslenmesinde, artmasında, kökleşmesinde 90’larda izlenen politikaların şahane katkılarını unutmuş görünüyor."

Yazının tamamını okumak için
Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor