Ahmet Hakan, Yalçın Akdoğan'a çaktı
Eğer Yalçın Akdoğan, bu baştan sona yanlış okuma biçimiyle Başbakan Erdoğan'a danışmanlık hizmeti veriyorsa...
İşte Ahmet Hakan'ın "Danışmandan tamamı yanlış medya analizi" başlıklı yazısından çarpıcı bir bölüm:
Eğer Yalçın Akdoğan, bu baştan sona yanlış okuma biçimiyle Başbakan Erdoğan'a danışmanlık hizmeti veriyorsa... Başbakan Erdoğan ile medya arasındaki ilişki için "Yine de iyi canım" derim
Başbakan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan Star gazetesinde
'medya'yı yazmış.
Şöyle diyor:
* Türkiye'de medya ile halk ayrı gündemlerde
yaşıyor.
* Artan nüfusa karşın gazete tirajlarının yerinde sayması sadece
ilgisizlik ve okuma tembelliğiyle izah edilemez.
* Halkın gündemi farklı, medyanın gündemi
farklı...
* Medyanın gündemi kara bulutlarla kaplıyken halkın gündemi bahar
güneşini yaşayabiliyor veya tam tersi olabiliyor.
* Onlarca köşe yazarının doğru olarak gördüğünü halk yanlış
olarak görebiliyor.
* Medyanın destekledikleri bir arpa boyu yol alamazken medyanın
savaş açtıkları alıp başını gidebiliyor.
* Son günlerde tartışılan konularda medyadaki hakim
kanaatlerle toplumdaki hakim kanaatler arasındaki makas gittikçe
açılıyor.
* Medya hükümetin yıprandığı ve baş aşağı gittiği yönünde psikoloji
pompalarken, anketlere göre hükümet seçimlerin üç-dört puan
üzerinde seyrediyor.
Evet...
Başbakan Danışmanı Yalçın Akdoğan'ın Türkiye'deki günümüz
medyasını okuma biçimi böyle...
Güzel bir okuma...
GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRMİŞ TEZLER
Fakat üzülerek söyleyebilirim ki, baştan aşağı yanlış bir
okuma...
Neden mi?
İzin verirseniz sekiz maddede izah edeyim:
BİR: Yalçın Akdoğan'ın tezlerinin tümü
geçerliliğini yitirmiş tezler... Eskiden durum tam da anlattığı
gibiydi ama 'Yeni Türkiye'de her şey baştan sona değişti.
İKİ: Her şeyden önce artık Türkiye'de eskiden
olduğu gibi tek bir medya yok... Hükümet eliyle oluşturulan bir
medyadan söz ediliyor. Hükümeti destekleyen büyük gazeteler var,
orta boy gazeteler var, küçük gazeteler var, berber gazetesi bile
var. Televizyonların sayısı arttı... Gün aşırı ortaya çıkan haber
kanallarının sayısını takip etmek bile zor. Ayrıca 'Cemaat medyası'
diye bir olgu da var.
ÜÇ: Hükümetin doğrudan kontrolü altında olmayan
medyaya bakalım: Orada da kesinlikle 'hükümet karşıtı' bir
yayıncılık yapılmıyor. Hele 'hükümet gidiyor' diye bir
psikolojisinin pompalandığı iddiası tamamen gerçek dışı...
Hürriyet'in, Milliyet'in, Akşam'ın manşetlerine bakın! Hangisinde
'hükümete savaş açmış bir medya' tavrı var?
DÖRT: Artan nüfusa karşın artmayan tirajların bin
türlü sebebi var. Artmayan tirajları, "Halkın gündemi başka /
medyanın gündemi başka" diye izah etmeye kalkarsanız, sorarlar
size: "Sizin yazdığınız gazete niye tiraj rekorları kırmıyor? Niye
yazdığınız gazetenin de tirajı eriyor? Yoksa sizin gazete de halkın
gündemine kayıtsız mı?"
BEŞ: Bugün Türkiye'de 'medyadaki hakim kanaatler'
diye bir nitelemede bulunamaz. Nedeni açık: Tek bir medya yok, tek
bir hakim kanaat yok...
ALTI: 'Halkın gündemi' nitelemesi de son derece
yanlıştır: Türkiye'de aynı şeyleri düşünen, aynı şekilde yaşayan ve
aynı şekilde hareket eden tek bir halk yok... Bin türlü anlayış,
bin türlü yaşam biçimi ve bin türlü algı var... Dolayısıyla tek bir
gündem yok, bin türlü gündem var.
YEDİ: "Toplumda güller açarken medyada
karabulutlar yükseliyor" cümlesi de doğru değil... Çünkü ülkenin
her yerinde güller açsa bile toplumun tamamı "Oh ne güzel güller
açıyor" demez. Sosyolojik gerçektir: Toplumun bir bölümü güller
açıyor der, bir bölümü karabasan yağıyor der... Medyada da durum
farklı değildir: Bazıları güller açtırır, bazıları karabasanlar
yağdırır. Bazılarıysa bazen gül açtırır, bazen karabasan
yağdırır.
SEKİZ: Yalçın Akdoğan'ın şu cümlesine bir bakalım:
"Medya hükümetin yıprandığı ve baş aşağı gittiği yönünde psikoloji
pompalarken..." Merak ediyorum: Yalçın Akdoğan, "medya" derken
sadece Sözcü, Aydınlık ve Yurt gazetelerini mi kastediyor acaba?
Çünkü sözünü ettiği psikolojiyi bu gazeteler biraz pompalıyor.
Yandaşların bastıkları tersinden pompayı saymazsak diğerlerinde bir
pompa mekanizması çalışmıyor.
İLİŞKİ YİNE DE İYİ
Eğer Yalçın Akdoğan, bu baştan sona yanlış okuma biçimiyle Başbakan
Erdoğan'a danışmanlık hizmeti veriyorsa...
Başbakan Erdoğan ile medya arasındaki ilişki için
"Yine de iyi canım" derim.
Çünkü...
Yalçın Akdoğan'ın okuma biçimiyle...
Erdoğan'ın yandaş medyaya bile hayat hakkı tanımaması
gerekir.