Ahmet Hakan üçüne birarada çaktı

Mümtazer Türköne, Şamil Tayyar ve Yiğit Bulut... Üçü de Ahmet Hakan'ın diline düştü...

GAZETECİLER.COM - Aslında bugünkü köşe yazısındaki satırlarını gazeteciler.com'u takip edenler biliyor. 
Nereden mi?
Malum Ahmet Hakan bir Twitter hastası...
Doktoru "zorunlu" tatil verse de o Avrupa seferinde yemedi içmedi içindekileri twitleyip twitleyip yolladı...
Bu arada nasıl bir tatil anlayışı kavrayamadık doğrusu...
İnsan tatile gittiği yerin tadını çıkarır...
Bizim Ahmet Hakan ise gittiği yerden bile Twitter'dan çıkmaz...
Neyse canım bize ne!..
Biz size üçlü çakmasından ilkini verelim...

BİRİNCİ ÇAKMA: Şamil Tayyar

"Telefonuma bir mesaj geldi. Şamil'in, yani yeni dönemde "AK Parti Gaziantep Milletvekili" sıfatını kazacağına kesin gözüyle bakılan şahsın mesajı.
Mesaj şu: "Yarın listeler açıklanıyor. Hadi son gün... Ne kadar kinin varsa kus.
Belki işe yarar. Dördüncü partisi CHP'den aday olan Ayaydın'a desteğe devam. Hadi tosuncuk hadi. Sana daha fazla bir şey söylemeye gerek yok. Hasetlik ıstırabı sana yeter de artar bile... Şamil." (Not: Şamil "ızdırap" yazmış.)

Mesajı okuyunca...
(...) "Ben milletvekili olacağım, sen de çatla patla e mi" tarzı bir cümleyle,, milletvekilliğini kafasında ne kadar da büyüttüğünü gördüğüm Şamil'e karşı bir  acıma hissiyle doldum.

İKİNCİ ÇAKMA: Mümtazer Türköne

"AH Mümtaz'er ah! Hadi diyelim ki eşinle "bir dönem sen, bir dönem ben" diye anlaştın. Bari bu evlilik içi anlaşmayı AK Parti'nin resmi makamlarına onaylatsaydın. Hadi diyelim ki onaylatmaya gerek duymadın.
Bari temayül yoklamasında ön sıralara tırmanacak bir sempati propagandası yapsaydın. Hadi diyelim ki yapamadın...
Bari AK Parti yöneticilerinin mülakat çağrıları karşısında "Onlar kim ki beni mülakata tabi tutacaklar" tavrını koymasaydın.
Yani demem o ki Mümtaz'er... Kabahati başkalarında arama...
Otur Neşet Usta'dan "Kendim ettim kendim buldum / Gül gibi sararıp soldum" türküsünü dinle.

ÜÇÜNCÜ ÇAKMA: Yiğit Bulut

"Bizim 'Jöleli", aylar önce Başbakan'ın uçağında adaylık icazeti almaya çalıştı. Yani bir tür gayriresmi başvuruda bulundu. O günden itibaren gözü kulağı Başbakan Erdoğan'daydı... İstedi ki: "Gözlerine baktığımda önümüzdeki yüz yılın emperyal vizyonunu görüyorum" dediği Tayyip Erdoğan, kendisini aday göstersin.
İstedi ki Egemen Bağış'ın yerinde kendisi olsun. İstedi ki Başbakan Erdoğan, özel bir basın toplantısı yaparak, "İstanbul birinci bölge, ikinci sırayı Yiğit kardeşime veriyorum" desin.
Fakat hayır! Olmadı, olamadı.
Peki ne yaptı "Jöleli"?
Ne yapacak?
"Aday olacak" haberleri karşısında günlerce sustu, sustu, sustu...
Listeler açıklanıp aday yapılmadığını öğrenince...
Çıkıp, "Ben zaten aday olmayacaktım" deyiverdi.
Uyanıkları severiz ama bizden uyanığını asla!

Ahmet Hakan'ın köşesine