Ahmet Hakan, Şahan Gökbakar'ı kıskandı mı?

"Şahan’a duyduğum tepkide kıskançlık duygumun bir payı olup olmadığı üzerinde ciddiyetle duruyorum."

ADNAN BERK OKAN - MİNİ ANALİZ
Ahmet Hakan bugünkü yazılarından "İtiraflarım" başlığı altında yayımlanan yazısında Jean-Jacques Rousseau(Jan Jak Ruso)'ya kısa bir nazire yapıyor...
Bunlardan ikisi dikkatimi çekti...
Birinde diyor ki:
"Bana 'dönek' denmesine hiç kızmıyorum ve bunun nedenini anlayamıyorum."
İkincisindeyse daha samimi:
"Şahan’a duyduğum tepkide kıskançlık duygumun bir payı olup olmadığı üzerinde ciddiyetle duruyorum."

Sevgili kardeşim;
İtiraflarım
-  BİR: “Yaz gelince ekranlar boşaldı, ondandır” dense de sonuçta Çarkıfelek tuttu... Demek ki hem Mehmet Ali Erbil, hem format henüz miadını doldurmamış.
-  İKİ: Birden fazla seçenekle karşılaşınca şaşıp kalıyorum.
-  ÜÇ: Bazen büyüklerini saklamak için küçük itiraflarda bulunurum.
-  DÖRT: Üç hafta arayla Kibariye dinlemeye kalkışmak iyi fikir değilmiş.
-  BEŞ: Bana “dönek” denmesine hiç kızmıyorum ve bunun nedenini anlayamıyorum.
-  ALTI: Şahan’a duyduğum tepkide kıskançlık duygumun bir payı olup olmadığı üzerinde ciddiyetle duruyorum.
-  YEDİ: Festival filmlerini seviyorum.
-  SEKİZ: Galiba Saadet Partisi’nden bir numara çıkmayacak.

Ahmet Hakan'ın diğer yazılarını

Sana "Dönek" denmesine elbette kızmayacaksın çünkü akıllı insanlar fikirlerinde de hatta sosyal yaşamlarında da dönerler...
Ne ayıptır, ne de dönen insanın kişilik zayıflığının işaretidir...
Kimisi para kazanmak için döner ki yasa ve ahlâk dışı olmamak şartıyla hiç sakıncası yoktur...
Kimi (ki çok az olur) inançları nedeniyle döner...
İnançları(!) nedeniyle dönenler senin aksine Yaşar Alptekin dönüşü yapanlardır...
Dönüşünde "akılcılık" olduğuna samimi olarak inandığın içindir ki, "dönekliği" kişilik zaafiyeti gibi angılayan aptalları ciddiye almıyorsun...
Senin asıl büyük hatan (tabii bana göre) eski dostlarına karşı takındığın aşağılayıcı tavırdır...
Bırak senin için ne derlerse desinler...
Sen işine bak be kardeşim...
İnan ki günü geldiğinde "ne varsa eski dostlarda varmış" diyorsun...
Yeter ki o eski dostlarının mesleği "Siyasetçi" olmasın...

Şahan (İvedik) konusuna gelince...
Ben, sen, biz, siz İvedik tipinden ve çekilen "film" adındaki görüntülerden zevk almasak da; o; "komedi" denilemeyecek, "Mizah" olarak asla tanımlanamayacak, içinde "espri"nin zerresi bulunmayan görüntülere kahkaha ile gülenler ve o görüntüleri izleyebilmek için bilet kuyruğuna  giren milyonlarca İvediksever var...
Lütfen şunu unutma:
Şahan o tipi bir mesaj vermek, ödül kazanmak veya sanat eseri yaratmak için çekmedi...
Şahan, Türklerin genelinin halen nelere güldüğünü iyi bildiği ve daha çocukluk yıllarından beri hedefi "para kazanmak" olduğu için yaptı o işi...
Ve kazandı...
Sana, bana, size, bize düşen bu ticari zekâyı alkışlamaktır..
Asıl kişilik zaafiyeti, zekâları veya kurnazlıkları (kimseye zararı yok, kimseye "bu filmi izleyeceksiniz" diye silâh çekildiği yok) para kazanan insanların refahlarını kıskanmak veya "kıskanıyor" görünmektir...
Bu ülke okurlarından ve sineme izleyicilerinden kimilerinin bana hakaret etmek için "Şarlo" dediklerini yazmıştım...
Bu kitleden daha başka ne bekliyorsun be Ahmet!..
İçlerinden "Şarlo" çıkmasını mı?..

adnanberkokan@gmail.com
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları