Ahmet Hakan ölmedi değil mi?

Fikri Akyüz ironiyi yine iyi yakaladı. Ahmet Hakan'a "geçmiş olsun" diyen bakanlara bakın neyi hatırlattı?

Fikri Akyüz ironiyi yine iyi yakaladı. Ahmet Hakan'a "geçmiş olsun" diyen bakanlara bir hatırlatma yaptı.

Ahmet Hakan'ın sadece kolunun kırıldığını ve herkesin seferber olduğunu... Fakat geçtiğimiz günlerde genç yaşta vefat eden "Gerçek Hayat" dergisinin yazı işleri müdürü Faruk Yücel'in ailesine neden başsağlığı dilenmediğini sorguladı.

(...) Nasıl olduysa oldu, işte son günlerde bazı gazetelere ve yazarlara bi'haller oldu. Ortada "uzlaşan uzlaşana.."

Hele bazı gazeteciler ve siyasetçilerin Ahmet Hakan'la uzlaşmak için sıraya girmesi işi iyice çığırından çıkardı..

Hakan, Allah uzun ömür versin, sanki komaya girmiş ya da tüm uzuvları felç olmuş da "dostu düşmanı" sıraya girip geçmiş olsun dileğinde bulunuyor..

Oysa elbette kendisine "geçmiş olsun" ama neticede ortada sadece basit bir kol zedelenmesi var..

Arayanlar ve hastaneye gidenler arasında dostları olması elbette doğal; hatta Hakan'ın dostu olmayan ama Hakan aleyhine yazmayanları da bu eleştirimden muaf tutuyorum..

Fakat Ak Parti'nin ikinci adamı Abdülkadir Aksu, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Devlet Bakanı Faruk Çelik'e ne oluyor?

Bunu yapmış olmakla Ahmet Hakan'ın müstakbel eleştiri oklarından kurtulmayı mı hedefliyorsunuz?

Bu bakanlarımıza soruyorum: daha üç gün önce genç yaşta vefat eden "Gerçek Hayat" dergisinin yazı işleri müdürü Faruk Yücel'in ailesine başsağlığı dilediniz mi?

Vefat eden her gazetecinin ailesine başsağlığı dilemek zorunda değilsiniz elbette ama ölen gazeteci "nasıl olsa öldü gitti.." değil mi?

Ama Ahmet Hakan ölmedi değil mi?