Ahmet hakan bugün köşesinin büyük bölümünü Avrupa gazetelerinin
"hayır deyin" manyetlerine ve ırkçı siyasilerin Türkiye karşıtı
açıklamalarına tepkiye ayırdı...
Ahmet Hakan "Alın şu lanet manşetinizi, alın şu pis
faşistinizi de bir yürüyüp gidin be!" diyordu...
Başlığa bakınca "hayır" denmesine kızdıklarına, Türkiye'yi
aşağılamalarına falan kızdığını sananlar yazıyı
okuyunca anladı ki Ahmet hakan başka şöye kızıyordu...
Evet Ahmet Hakan başka şeye kızıyordu çünkü onların "hayır"
demelerinin içerde "evet"e yaradığını düşünüyordu ve buna
celallenmişti..
Şöyle diyor Ahmet Hakan: "Attıkları her
adımın... Yaptıkları her müdahalenin... Saldıkları her
köpeğin... Vurdukları her copun... Sergiledikleri her
hoyratlığın.. Kapattıkları her kapının... Gösterdikleri her
nezaketsizliğin... Referandumda nasıl bir etki yapacağını çok iyi
bildikleri halde yapıyorlar bunu. İnadına yapıyorlar. Domuzluğuna
yapıyorlar."
Evet Ahmet Hakan işte buna kızıyordu...
Başlığa bakıp da aldanmayın!...
İşte Ahmet hakan'ın o yazısı...
ALIN ŞU LANET OLASI
MANŞETLERİNİZİ, ALIN ŞU PİST FAŞİSTİNİZİ...
LANET olası manşetlerinden...
Güya bizi yönlendiriyorlar:
Evet dememeliymişiz, hayır
demeliymişiz.
*
Pis faşistlerini çıkarıp karşımıza...
Güya bize akıl veriyorlar:
Tayyip Erdoğan’a geçit vermemeliymişiz.
- Attıkları her adımın...
- Yaptıkları her müdahalenin...
- Saldıkları her köpeğin...
- Vurdukları her copun...
- Sergiledikleri her hoyratlığın...
- Kapattıkları her kapının...
- Gösterdikleri her nezaketsizliğin...
Referandumda nasıl bir etki yapacağını çok iyi
bildikleri halde yapıyorlar bunu.
İnadına yapıyorlar.
Domuzluğuna yapıyorlar.
*
Paçalarından akan bencillikleriyle,
gırtlaklarına kadar yükselen küstahlıklarıyla, her
taraflarına sinen kibirleriyle, tiksindiren
başöğretmen edalarıyla...
Bize akıl veriyorlar.
*
Alayına birden buradan milletim adına seslenmek
istiyorum:
*
- Evet de deriz, hayır da
deriz.
- Öyle de ederiz, böyle de
ederiz.
- Yanlışı da seçeriz, doğruyu
da seçeriz.
- İyi de yaparız, kötü de
yaparız.
- “İlle de Erdoğan” da deriz, “İlle de
başkası” da deriz.
Size ne kardeşim size ne?
*
Alın gazetelerinize attığınız şu lanet olası Türkçe
manşetlerinizi...
Alın şu bize akıl vermek için karşımıza çıkardığınız
Hannibal kılıklı pis faşistinizi...
Bir uzayın gidin, bir yürüyün gidin.
Kibrinizi, küstahlığınızı,
kabalığınızı, bencilliğinizi, hoyratlığınızı alın da
gidin.
*
Bir rahat bırakın bizi de...
Akılla, sağduyuyla, soğukkanlılıkla, okuyarak, anlayarak, ölçüp
biçerek, ne getirip ne götüreceğini hesaplayarak...
Kendi geleceğimizi kendimiz oylayalım.