Ahmet Hakan kazandı

Çalıştığı gazetenin diğer yazarlarının"hot zot genelkurmay başkanlarına olan tutkularını bile bile"

Az sonra okuyacaklarınızı Ahmet Hakan'ın bugünkü (11.09.2012) Hürriyet'te "Demokrasiye saygılı paşa eleştirilemez mi?" başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladık:

İKİ tür genelkurmay başkanı vardır:
BİRİNCİSİ: Seçimle işbaşına gelmiş hükümetin emrine girdiğinde kendisini küçülmüş hisseder, yayımladığı bildirilerle demokratik mekanizmaya müdahale eder, üstüne vazife olmayan her işe kanşır, emrindeki silahlı güce yaslanarak höt-zöt yapar, muhtıra yayınlar, kendisini devletin asıl sahibi olarak görür, "kafamı bozarsanız belki darbe bile yaparım" imasıyla ortalığa korku salar.
İKİNCİSİ: Hükümetin emrinde olmaktan gocunmaz, bildirilerle topluma ve hükümete nizam vermeye kalkışmaz, üstüne vazife olmayan işlere kanşmaz, höt-zöt yapmaz, muhtıra yayınlamaz, "darbe" kelimesinin telaffuz edilmesine bile tahammül edemez, demokratik mekanizmaya müdahale etmeyi aklından bile geçirmez, kendisini "eleştirilmez" ve "dokunulmaz" olarak görmez. Hangisinden yanayım? Tabii ki ikincisinden... Hem de bütün hücrelerimle... Hem de bütün zerrelerimle...

Ahmet Hakan'ın İki tür genelkurmay başkanıyla ilgili güzel bir tanımlama ve ardından; çalıştığı gazetenin diğer yazarlarının"hot zot genelkurmay başkanlarına olan tutkularını bile bile" demokrasiye ve sivil iktidara saygılı genelkurmay başkanından yana koyması Ahmet Hakan'ın "kazanan" olmasına yetti...

Not:
Ve tabii ki biz de demokrasiye bağlı genelkurmay başkanlarının da eleştirilebileceğini kabul edenlerdeniz ancak; elinde olmayan bir gerekçeyle aşağılanmasına gönlümüz razı değil...