Ahmet Hakan iki köşede birden Erdoğan'a çakmış!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugün iki yazısıyla birden Başbakan Erdoğan'a yüklenmiş.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugün iki yazısıyla birden Başbakan Erdoğan'a yüklenmiş. Pazar günleri Hürriyet Pazar'da Ahmet Arsan ismiyle de yazan Hakan iki köşeden birden Başbakan'ın medya kerşısındaki tavrını eleştirmiş.
Ahmet Arsan
Patronun dilemması
Başbakan Erdoğan’ın medya patronlarından nasıl bir gazete istediğini anlamaya çalışıyorum...
Sanırım Erdoğan’ın kafasındaki “ideal gazete” aşağı yukarı şöyle
bir şey:
- Manşet atacak ama bağırmayacak.
- Haber olacak ama memleketi germeyecek.
- Köşe yazarı olacak ama kafasına göre takılmayacak.
- Fotoğraf olacak ama müstehcen olmayacak.
- Eleştiri olacak ama kabul edilebilir ölçüler içinde
olacak.
- Muhalefet yapacak ama hükümet icraatını geniş bir şekilde
yansıtmayı ihmal etmeyecek.
- Bir tavrı olacak ama o tavır ekonomiyi kötü etkileyecek bir
tavır olmayacak.
*
Medya patronları, belki böyle bir gazeteyi gözlerinin önüne
getiremiyor olabilirler.
O halde onlara önerim, hemen bir adet Star Gazetesi satın alıp
önlerine koymalarıdır.
İşte Başbakan Erdoğan’ın “ideal gazete” anlayışına sahip
gazete...
Vitrinine konanlara, tezgâhtarlarına, yönetenine, maaşı veren
patronuna iyi bakın...
Haberlerine, köşe yazılarına da...
Ey medya patronları...
Sizden istenen işte böyle bir gazetedir.
Fakat şöyle bir sorun var:
İş, ortaya “gazete” adı verilen bir ürün koymakla bitmiyor
ki...
Bir de bu gazetenin okura ihtiyacı var.
Okur nereden bulunacak, işte bunun cevabı yok.
*
Medya patronunun açmazı şurada:
Tayyip Bey’in istediği türden “ideal gazete”yi çıkarsa, gazetesinin
marka değeri düşecek, okur sayısı azalacak...
Tayyip Bey’in istediği türden “ideal gazete”yi çıkarmasa, başına
türlü felaketler gelme ihtimali yüksek.
*
Vallaha ben şunu bilir, şunu söylerim:
“Devr-i Tayyip”te medya patronu olmak, belaya davetiye çıkarmanın
öbür adıdır.
“Hafazanallah” diyelim ve bu bahsi kapatalım.
Ahmet Hakan
Bugün böyle bir şarkı yapılabilir mi
“Demirbaş”, bu zamana kadar yapılmış en etkili Süleyman Demirel
karşıtı şarkıdır.
Hem de Demirel’in devr-i iktidarında yapılmıştır.
Nakaratı “Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman”dır...
Sözleri müthiştir...
İşte şarkıdan bazı dizeler:
“Zeki Müren ortada / Bülent Ersoy erkekti / Vietnam Savaşı’nı /
Kendisiyle başlattı... / Süleyman hep başbakan / Başbakan hep
Süleyman... / Mao henüz ölmemiş / Ortaokul bitmemiş / Yahya işe
başlarken / bankalar hep bomboktu... / Süleyman hep başbakan /
Başbakan hep Süleyman... / Kırat attan inerek / Kemerini sıkmıştı /
Halk üstüne binince / Başımıza çökmüştü / Hak hukuk düzen vardı /
Çüş demesi çok zordu / Tam askere giderken / Yine ihtilal oldu... /
Süleyman hep başbakan / Başbakan hep Süleyman... / Ne padişah ne
sultan / Bir enişten bir ablan / Yanında bir de baban / Sefam olsun
yaradan / Süleyman hep başbakan / Başbakan hep Süleyman...”
* * *
Fikret Kızılok, bu şarkısına bir de klip çekmişti.
Süleyman Demirel’in 50 yıllık kişisel siyasi macerasından
görüntülerle bezeli o klip de çok vurucu olmuştu.
Klip televizyonlarda yayınlandı.
Bugün gibi hatırlıyorum: O dönem çalıştığım televizyon kanalının
haber bülteninde en az beş kez yayınlamıştım “Demirbaş
Klip”ini...
* * *
Demirel, Fikret Kızılok’u bu şarkı nedeniyle mahkemeye verdi
mi?
Araştırdım.
Fakat böyle bir girişimde bulunup bulunmadığına dair bir bilgiye
ulaşamadım.
Ama şarkıyı çalanlara ya da klibi yayınlayanlara herhangi bir dava
açmadığını biliyorum.
Şunu da biliyorum: Kürsüye çıkıp, “Bir başbakanla bu şekilde alay
edilemez” falan diye bağırıp çağırmamıştı.
Taraftarları da, “Siz kim oluyorsunuz da memleketin koskoca
başbakanına böyle terbiyesizlik yapıyorsunuz” demeyi akıllarına
getirmemişlerdi.
Fikret Kızılok’un şeceresini falan diline dolayan da
çıkmamıştı.
* * *
Hep Turgut Özal’ın “karikatüristlere karşı destansı hoşgörüsü”nden
dem vurulur ya...
Bu yazıyla ben de Süleyman Demirel’in olgunluğundan dem vurmak
istedim.
Tabii “Nereden nereye geldik” demeyi de ihmal etmeden.