Ahmet Hakan, Gülen'e niçin vaaz verdi?

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bugün köşesinden Fethullah Gülen'e "kısa ve acılı" bir vaaz verdi. Hem de "haddim değil ama" diyerek...

GAZETECİLER.COM - Ahmet Hakan hayatının hiçbir döneminde Gülen cemaatine yakın olmadığını defalarca söylediğine göre elbette cemaatin önderi konumunda görünen Fethullah Gülen'e de hiç "sıcak" bakmıyor.
Gülen'in, Mavi Marmara gemisiyle ilgili yaptığı "akil" açıklamaları da Hakan için "Gülen'e çakma Fırsatı"oldu.
Bugün, "Vaaz" adı altında Gülen'in üzerine birkaç kürek toprak atıyor.
Bakın nasıl:


Fethullah Gülen'e kısa ve acılı bir vaaz

Ah Ahmet Ah!..
Tarihi bile işine geldiği gibi değiştiriyor ya da eksik anlatıyorsun.
Hz. Muhammed'in Hendek Savaşı'ndaki "Savunma maharetini" nereye koyalım?..
Ya da Hudeybiye Barışı'nı imzalarken Mekkeli müşriklerin "Peygamber" diye imza atmasına itirazlarını, hiç kibir konusu yapmayışı ve imzayı sadece "Muhammed" diye atışını...
Sevgili Peygamberimizin
"Sükûneti ve zamanlaması" mükemmeldi.
Sevgili Peygamber'imizi örnek verip, "Direnişini" kutsuyorsun...
Ama, Liderlerin (Peygamberler de birer liderdir) geri çekilme, direnme ve hücuma kalkma zamanlamalarını doğru kararlaştıran insanlar olduğunu unutuyorsun.
Fethullah Gülen'in açıklamalarının sevgili Peygamber'imizin stratejileriyle birebir örtüştüğünü görmüyorsun...

Adnan Berk Okan

Muhterem Hocam!
Demişsiniz ki:
"Gemi yolculuğuna çıkanlar, keşke İsrail otoritesinden izin alsalardı..."
Muhterem Hocam!
Ben günahkar bir insanım. Size vaaz vermek haddim değil...
Ama günahlarıma kefaret olur diye...
Bir şeyler söylemekten kendimi alamayacağım.
* * *
Muhterem Hocam!
Eğer "otoriteye uymak", çok matah bir şey olsaydı...
Ne Hz. Muhammed Mekke otoritesine savaş açardı...
Ne Musa Firavun'un otoritesine baş kaldırırdı...
Ne de İbrahim Nemrut'un zalim otoritesine itiraz ederdi...
Eğer bize düşen "otoriteye uyum" olsaydı...
Ve başka bir yola sapmamız uygun görülmeseydi...
Hz. Hüseyin Kerbela'da başını vermezdi.
Malcolm X'in vücudu kurşunlarla delik deşik olmazdı...
Köle Spartaküs, baldırı çıplaklarla ayaklanıp çarmıha gerilmezdi.
Mustafa Kemal Anadolu'ya çıkmazdı.
Eğer "otorite" hep haklı olsaydı...
Bugün bile siyahlar otobüslerin arka sıralarında oturuyor olacaklardı.
Zalimler egemenliklerini sürdürüyor olacaklardı.
Vicdanlar kararacaktı.
"Güçlü" hep haklı olacak, "haklı" hep ezilecekti.
Ve sanırım Allah da bizden razı olmayacaktı.
* * *
Muhterem Hocam!
"Sen kim oluyorsun da bana vaaz veriyorsun" demeden önce, bir düşünün isterseniz...
Bilirsiniz, bazen günahkarlar da hak sözler söylerler.



Ahmet Hakan'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları