Ahmet Hakan fotoları Sabah ile Hürriyet'i birbirine düşürdü
Ahmet Hakan'ın bir kadın meslektaşı ile Bodrum'da çekilen fotoları Sabah'ta yayımlanınca ortalık karıştı. Hürriyet yazarının eleştirisine Sabah okur temsilcisi yanıt verdi.
GAZETECİLER.COM -
Sabah gazetesi okur temsilcisi İbrahim
Altay Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın bir
süre önce Bodrum'da bir kadın meslektaşı ile birlikte otomobil
içinde çekilen fotoğraflarını neden bastıklarını köşesinde
anlattı.
Altay "Gazeteci gazeteciyi kayırır mı?" başlıklı yazısında Hürriyet'in Kelebek ekini yöneten meslektaşı Cengiz Semercioğlu'nun geçmişteki sözleri ile bugünkü tavrını karşılaştırmayı da ihmal etmedi.
YIL 2012: "ÜNLÜLERİN HER FOTOĞRAFINI BASARIZ"
2012 yılında Semercioğlu'nun "Ünlülerin dışarıda çekilmiş her fotoğrafını basarız. Öpüşürken, denize girerken ya da teknedeki fotoğrafı basmamak gibi bir şey olamaz. Magazinin içinde bunlar var zaten. Bunlar özel hayat falan değildir, basılır." dediğini anımsatan Altay, Hürriyet yazarının 4 Ağustos günü ise Ahmet Hakan'ın fotoğrafları için yazdıklarını kayırmacılığın itirafı olarak yorumladı:
YIL 2014: "GAZETECİ GAZETECİNİN HABERİNİZ YAPMAZ(DI)"
Semercioğlu, 4 Ağustos'ta yazdığı köşe yazısında bakın ne diyor:
"Dünkü Günaydın'da Ahmet Hakan'ın fotoğraflarını görünce... Ahmet'in bu fotoğrafları 90'larda çekilse gazetelere haber olmaz, görmezden gelecek editörler, yayın yönetmenleri mutlaka bulunurdu. Ama bugün kurallar değişti. 'Gazeteci gazetecinin haberini yapmaz', Bab-ı Ali'nin yazılı olmayan centilmenlik kurallarından biriydi."
Türk basınının acıklı çelişkisi... Bir tür 'ele verir talkımını' durumu...
Semercioğlu'nun 'centilmenlik kuralı' olarak tanımladığı şey aslında bir tür omerta, yani 'suskunluk yasası'... Mafyatik bir üç maymun tavrı... Ayrıcalıklı bir zümre telakkisinin dışavurumu... Ayrımcılığın ve kayırmacılığın itirafı... Sansürün, oto-sansürün, güzel bir örneği...
SEMERCİOĞLU BİR DE NİYET OKUYOR
Gazeteci, sırf meslektaşı olduğu için kimseye çifte standart uygulayamaz. Bu, öğretmenler eğitim alamaz, polisler tutuklanamaz, yargıçlar yargılanamaz demek kadar saçma bir düşüncedir.
Yazısının devamında Semercioğlu bu tür haberlerin itibarsızlaştırmak, bel altından vurmak, hedef göstermek için yapıldığını savunuyor. Yani, niyet okuyor. Gazetecilikle bağdaşmayan bir yaklaşım...
Kaldı ki sadece gazete arşivlerini tarayarak bu sözde centilmenlik kuralının Ahmet Hakan örneğinde bile bugün değil, çok önce ortadan kalktığını görebilir. Ali Bayramoğlu'yla ilgili haberlerin tarihine hiç değinmiyorum.
Altay "Gazeteci gazeteciyi kayırır mı?" başlıklı yazısında Hürriyet'in Kelebek ekini yöneten meslektaşı Cengiz Semercioğlu'nun geçmişteki sözleri ile bugünkü tavrını karşılaştırmayı da ihmal etmedi.
YIL 2012: "ÜNLÜLERİN HER FOTOĞRAFINI BASARIZ"
2012 yılında Semercioğlu'nun "Ünlülerin dışarıda çekilmiş her fotoğrafını basarız. Öpüşürken, denize girerken ya da teknedeki fotoğrafı basmamak gibi bir şey olamaz. Magazinin içinde bunlar var zaten. Bunlar özel hayat falan değildir, basılır." dediğini anımsatan Altay, Hürriyet yazarının 4 Ağustos günü ise Ahmet Hakan'ın fotoğrafları için yazdıklarını kayırmacılığın itirafı olarak yorumladı:
YIL 2014: "GAZETECİ GAZETECİNİN HABERİNİZ YAPMAZ(DI)"
Semercioğlu, 4 Ağustos'ta yazdığı köşe yazısında bakın ne diyor:
"Dünkü Günaydın'da Ahmet Hakan'ın fotoğraflarını görünce... Ahmet'in bu fotoğrafları 90'larda çekilse gazetelere haber olmaz, görmezden gelecek editörler, yayın yönetmenleri mutlaka bulunurdu. Ama bugün kurallar değişti. 'Gazeteci gazetecinin haberini yapmaz', Bab-ı Ali'nin yazılı olmayan centilmenlik kurallarından biriydi."
Türk basınının acıklı çelişkisi... Bir tür 'ele verir talkımını' durumu...
Semercioğlu'nun 'centilmenlik kuralı' olarak tanımladığı şey aslında bir tür omerta, yani 'suskunluk yasası'... Mafyatik bir üç maymun tavrı... Ayrıcalıklı bir zümre telakkisinin dışavurumu... Ayrımcılığın ve kayırmacılığın itirafı... Sansürün, oto-sansürün, güzel bir örneği...
SEMERCİOĞLU BİR DE NİYET OKUYOR
Gazeteci, sırf meslektaşı olduğu için kimseye çifte standart uygulayamaz. Bu, öğretmenler eğitim alamaz, polisler tutuklanamaz, yargıçlar yargılanamaz demek kadar saçma bir düşüncedir.
Yazısının devamında Semercioğlu bu tür haberlerin itibarsızlaştırmak, bel altından vurmak, hedef göstermek için yapıldığını savunuyor. Yani, niyet okuyor. Gazetecilikle bağdaşmayan bir yaklaşım...
Kaldı ki sadece gazete arşivlerini tarayarak bu sözde centilmenlik kuralının Ahmet Hakan örneğinde bile bugün değil, çok önce ortadan kalktığını görebilir. Ali Bayramoğlu'yla ilgili haberlerin tarihine hiç değinmiyorum.