Ahmet Hakan 'Ağlayan Adam'a mektup yazdı

Gözyaşlarınızın içtenliğine ben de inanmak istiyorum... Ben de milletvekilleriniz gibi ağlamak istiyorum.

GAZETECİLER.COM - Ahmet Hakan bugünkü yazılarının birini "Ağlayan Adam"a yazdığı mektuba ayırdı. Ağlayan Adam'ın kim olduğunu bilmeyenleriniz olabilir, hatırlatalım: "Başbakan Erdoğan"..
Başbakan kim için mi ağladı?..
Söyleyelim: 12 Eylül Paşasının "Netekim, asmayalım da besleyelim mi?" deyip astırdığı bir adam için...
Başbakan'ın yüreğini yakan adam ne mi yaptı?..
Onu da, o gün 18, bugün 48 yaşında olan bir hanımefendiden dinleyelim:
"Başbakanın acıyarak ağladığı adam, benim babamı gözlerimin önünde öldürdüğünde 18 yaşımdaydım..."
Yani Başbakan'ı aağlatan adam da işlediği cinayetle başkalarını ağlatmış 30 yıl önce...
Yani... Başbakan artık, "Ağlatan adam için ağlayan Adam"dır ve Ahmet Hakan'ın mektubuna muhatap olmayı kabul etmiştir...
Ahmet Hakan bakın ne diyor mektubunda...


Ağlayan adama mektup

SAYIN ağlayan adam...
Madem...
Gencecik insanların yağlı urganlarla asılmasını, 30 yıl sonra bile gözyaşlarına boğulacak denli kederli ve içli bir şekilde anımsayabiliyorsunuz...
Söyler misiniz lütfen, sizi bu denli efkârlandıran bir konuda neden 30 yıl boyunca ağzınızdan tek kelime bile çıkmadı? 

30 yıl!
Dile kolay...
İlçe başkanı oldunuz, il başkanı oldunuz, belediye başkanı oldunuz, parti kurdunuz, parti başkanı oldunuz, başbakan oldunuz, hepsinden önemlisi 7 yılı aşkın bir süre hükümran oldunuz.
Ama bu mevkilerin hiçbirinde...
“Yağlı urgan” demediniz, “Adalı” demediniz, “Beni burada arama anne” demediniz, “Metris’in önü” demediniz, “Erdal Eren” demediniz, “Siz bilmezsiniz kimleri astılar” demediniz.
Neden?
* * *
Sayın ağlayan adam...
Eğer referandumda “evet” oyu verirsek...
Yağlı urganlarla asılan gençlerin asıldıklarıyla kalmayacaklarına dair bize bir söz verebilir misiniz?
Eğer referandumda “evet” dersek...
Yağlı urganları o gençlerin boynuna haksız ve hukuksuz bir şekilde geçirenlerden hesap sorulacağını altını çizerek söyleyebilir misiniz?
Hadi daha net sorayım:
Eğer “evet” dersek...
Hastanede ziyaretine gittiğiniz, Çankaya Köşkü’nde ağırladığınız “asan adam” Kenan Evren’in yakasına yapışacak mısınız?
Lütfen bizi bu konuda aydınlatabilir misiniz?
* * *
Sayın ağlayan adam...
Gözyaşlarınızın içtenliğine inanmak istiyoruz.
Lütfen aydınlatın bizi...
Mesela...
“12 Eylül Anayasası ilk kez mi değişiyor ki 12 Eylül’ün tepesine ilk demir yumruğu indiriyormuş gibi yapıyorsunuz?” sorusuna bir yanıt verin.
Mesela...
“12 Eylül’ün simgesi YÖK’ü ortadan kaldırmak için neden küçük parmağınızı bile kıpırdatmıyorsunuz?” sorusuna bir yanıt verin.
Mesela...
“Vaktiyle 12 Eylül yönetimiyle iş tutmuş birçok ismi partinizin en etkili yerlerine neden getirdiniz?” sorusuna bir yanıt verin.
Mesela...
“Kenan Evren, Erdal Eren’in yaşını büyültüp yağlı urganla astırırken, aranızdan kimler daha fazla imam hatip açsın diye Evren’in kapısındaydı?” sorusuna bir yanıt verin.
* * *
Sayın ağlayan adam...
Gözyaşlarınızın içtenliğine ben de inanmak istiyorum...
Ben de milletvekilleriniz gibi ağlamak istiyorum.
Ben de “Yaşasın! Ülkemin başbakanı 30 yıl sonra da olsa, hesapsız bir şekilde kanayan bir yaraya parmak bastı” diye sevinmek istiyorum.Hatta...
“Tescilli bir dönek” olarak...
“Hayır” cephesinden “evet” cephesine bile dönebilirim.
Yeter ki sorularıma tatmin edici yanıtlar verin...


Ahmet Hakan'ın diğer yazılarını
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları