Ahmet Altan’dan TSK'ya övgü(!)…
Sivil mahkemelerin, sivil halkı yargılamasını da mı yasaklayacağız?.. İlâhi Ahmet Altan... Bırak yargı sistemimiz "dağınık" kalsın…
Düşünün bir…
Sabahın erken saatlerinde
gazetenizi elinize aldınız ve okumaya başladınız…
Farz-ı muhal, bir Akif Beki
fanatiğisiniz…
İtiraz etmeyin lütfen, “Farz-ı
muhal” dedim ya…
Ve bir baktınız ki olacak şey
değil…
Gözlerinize
inanamadınız…
Kendinizi çimdik yağmuruna tâbi
tuttunuz ki rüyada olup olmadığınızı anlayasınız…
Neden mi?..
Çünkü Akif Beki, Başbakan
Erdoğan’ı yerden yere vuruyor…
Bir dakika bir
dakika…
Acele etmeyin…
Şimdi de aynı konağın karşı
penceresine koşup oradan bakacağım…
Orada da bir başka vaveyla
kopmamış mı?..
Oradaki konak sakini de saçını
başını yolmuyor mu?..
Neden?..
Çünkü…
Mega muhalif Bekir Coşkun, Tayyip
Bey’e övgüler düzüyor…
Veee…
Ekrana aynı anda bütün konağın
pencereleri geliyor…
Herkes feryat figan…
Bir pencereden, “Satılmış, hain
Akif Beki… Kökten laiklere sattın mı kalemini” çığlığı yükselirken,
diğer pencereden ise “Satılmış, hain Bekir Coşkun!.. Patronunun
hangi işi için Başbakan’a yalakalık yapıyorsun” naraları sarmış
ortalığı…
Örnek kesmedi mi?..
O halde yenisi…
Deyin ki bir sabah kalktınız ve
elinize gazetenizi aldığınız…
Aaaaaa…
O da ne?..
Ahmet Altan cihet-i askeriyeye öyle bir methiye döşenmiş ki, Süleyman
Çelebi’nin mevlidindeki naat kısmı yaya kalır…
Önce kendinizi çimdikleyip rüyada
olup olmadığınızı kontrol edersiniz herhalde…
Baktınız uyanıksınız, Ahmet
Altan’ın kafasına saksı düştüğüne inandırırsınız
kendinizi…
Veya az önceki gibi…
Bir kısmınız “Zaten sonunda böyle
olacağı belliydi” diye yerinirken, diğer bir kısmınız ise “Sonunda
doğru yolu buldu… Yaşasın Ahmet Altan!” diye
haykırırsınız…
Pekiii…
Diyelim ki Ahmet Hakan, TSK’yı
övmüş bir sabah…
Ya da eleştirmiş…
Aklınıza kötü bir şey gelir
mi?..
Gelmez…
Neden gelmez?..
Çünkü Ahmet Hakan hiçbir
ideolojiye, kişiye, kuruma angaje değil…
Nala vurdu mu çekici, çiviyi de
ihmal etmiyor…
Bir çekiç de onun tepesine
indiriyor…
Hâsılı sevgili okur…
Ciheti askeriye için Ahmet
Altan’ın veya kardeşinin, ya da Eser Karakaş’ın, yahut Nazlı
Ilıcak’ın, hatta Ali Bayramoğlu’nun TSK’ya çaktığı makalelerdeki
görüşler, makul çoğunluğa inandırıcı gelmiyor…
Tıpkı; Bekir Coşkun’un Başbakan’ın
hakkında yazdıklarının da inandırıcı gelmediği gibi…
Veya Ruhat Mengi’nin Başbakan için
söylediklerinin ciddiye alınmayışı gibi…
İlle de Mehmet Faraç veya Ümit
Zileli’nin AKP Hükümetine yönelik eleştirilerinin ciddiye bile
alınmaması gibi..
Bağlayayım…
Ahmet Altan bu gün yine çakmış TSK’ya…
Ben şahsen okurken
güldüm…
Sihirli kalem Altan belli ki kendini zorluyor…
Hele Askeri mahkemelerin askerleri
yargılamalarına karşı çıkışı çok absürt…
Ne yani Ahmet
Altan?..
Senin mantığınla gidersek sivil
mahkemelerin, sivil halkı yargılamasını da mı
yasaklayacağız?..
Şuraya bakar
mısınız?..
Siviller askeri
mahkemelerde…
Askerler ise sivil mahkemelerde
yargılanacak…
Neden?..
Tarafsız olsunlar diye…
Kelin kafasında tek tel saç
var…
Sakal tıraşından sonra berber
sormuş:
“Saçlarınızı da düzelteyim
mi?”
Kel cevap vermiş:
“Bırak dağınık
kalsın”…
İlâhi Ahmet Altan…
Bırak yargı sistemimiz “dağınık”
kalsın…
Adnan Berk Okan
18.06.2009