Ahmet Altan'dan Kılıçdaroğlu'na destek
Eskiye ait ne varsa, ordu, yargı, devlet zengini burjuvazi, devlet yandaşı siyaset, merkez medya, çatırdıyor.
Ahmet Altan'a "numaralı tek gözlük" takar, diğer gözünüzü de kapayıp bakarsanız; onun "Bir asker düşmanı" olduğunu görürsünüz...
Bir başka numaralı tek camlı gözlük ise onu "Kürt Aşığı" olarak gösterebilir size...
Her değiştirdiğiniz gözlük numarası ve bir diğer gözünüzün kapalı olması onun "hükümete yandaş" olduğunu bile gösterir...
Ama...
Ahmet Altan'a farklı pencerelerden ve numarasız gözlükle baktığınızda, gözleriniz de hasta değilse onun aslında her seferinde kendi demokrasi anlayışından kaynaklanan doğruları yazdığını fark edersiniz.
Bugün de yine öyle yapıyor...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanı olduğu CHP'yi "Gerçek bir Sosyal Demokrat Parti" yapmak için gösterdiği çabaları takdir ederken, ezber bozan o söylemleri demagojiyle çürütmeye kalkan Erdoğan ve BDP szöcülerini ise eleştiriyor...
Bakın nasıl...
Çatlarken
Türkiye, olgun bir nar gibi çatlıyor.
İçindeki binlerce tane, kurumuş kabuğu çıtırtılarla kırıyor.
Başka türlüsü de mümkün olamazdı zaten.
Düşünsenize, taa Turgut Özal döneminden bu yana, neredeyse yirmi
beş yıldır sürekli değişiyor Türkiye.
Ekonomisi değişiyor, sınıfsal yapısı değişiyor, ulaşımı değişiyor,
iletişimi değişiyor, medyası değişiyor.
Büyüyor, çeşitleniyor, çoğalıyor.
İçinde büyüdüğü “kalın ve sert” kabuğa artık sığmıyor.
Doğanın yasası böyle.
Büyüyüp, çoğalarak yeni narlar yaratacak tohumlara dönüşecek
tanelerle, onları birarada tutan kabuk arasındaki çatışma
kaçınılmaz.
O taneleri içinde tutabilmek için, taneler büyüdükçe sertleşip
katılaşan kabuk da sonunda kırılacak.
Eskiye ait ne varsa, ordu, yargı, devlet zengini burjuvazi, devlet
yandaşı siyaset, merkez medya, çatırdıyor.
Eskimiş kabuğun içine yapışık “eski” muhalefet bile çatlıyor